+87
-3
*
O lafı duyana kadar arabayı alıp kaçmak aklımın ucundan bile geçmemişti beyler.
Bir an acaba lan desem bile, bana güvenen insanları hiç bir zaman yarı yolda bırakmamıştım, bırakmayacaktım, hiç bir zaman (bu lafımı unutmayın)
iyi kötü sağdan sağdan direk Cemil ustanın dükkanına gittim.
Emrah arabayı görünce müşteri geldi sanıp çayını bırakıp koştu geldi dışarıya.
Arabadan benim indiğimi görünce
-Hayırdır lan babanın arabayı mı çarptın dedi. gülerek
Benim gülmediğimi görünce ciddi bi mevzu olduğunu anlayıp o da ciddileşti direk.
-Noldu lan pek bi sıkkınsın. dedi
-Dur abi anlatırım. dedim geçtim içeri oturdum direk.
Derken Cemil usta geldi
-Ne o lan mesai yapmaya mı geldin, bizde mesai ücreti yok be evlat. diyerek gülmeye başladı.
Ben gelmeden önce ikisi de çok keyifliydi amk, şakalar havalarda uçuşuyordu. Keşke gelip keyiflerini kaçırmasaydım diye düşündüm o an.
Emrah ısrar etse de anlatmadım mevzuyu, babamın milleti gibip kaçışını anlatmak kolay değildi beyler.
Ama sonra Cemil usta
-bak evlat bana ikinciyi sordurtma. dediğinde direnmek için çok da şansım yoktu, çünkü harbiden bi daha sormaz burnumdan da getirirdi.
Bunu göze alamadığım için başladım anlatmaya.
Mevzuyu öğrenir öğrenmez
-bana niye gelmedin, biz bostan korkuluğumuyuz burda. dedi sinirlerek.
-ne biliyim usta, zaten yıllardır kahrımızı çekiyorsun, bi işi de kendim halletmek istedim. dedim.
-başımıza adam oldunuz amk. dedi
-hem sen nasıl çalışacaksın şurdan şuraya araba sürdün diye kendini şöför mü oldun sanıyorsun hem daha senin ehliyetin yok. diyerek acı gerçekleri suratıma suratıma vuruyordu. haklıydı,sustum.
Emrah "rahat ol ben halledicem şimdi sus" der gibi bi işaret yaptı.
vardır bi bildiği diyerekten mevzuyu uzatmadım. akşama kadar dükkana iki müşteri geldi, emrah'a el attım yardım ettim. akşama ne yağacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu.