+131
-6
*
sene 1997
ertesi sene eve aynı karnenin benzeriyle geldiğimde babam bana gel bak seni kimle tanıştırıcam diyerekten elimden tuttu ve çıktık evden.
babamın sarı şahinine bindik ve düştük yollara.
bi kaç defa babamla gittiğimiz izmit küçük oto sanayiye doğru gidiyorduk beyler.
hiçbir şey diyemeden usulca gideceğimiz yere varmayı bekledim. çok korkuyordum amk. daha 11 yaşındaydım, çalışmak için önümde zaten uzun yıllar vardı, ne acelesi vardı amk,
2. sokaktan girip az ilerki dükkanda durduk.
Babam "cemil ustaaa" diye seslendi boş dükkana.
Dükkanın tabelasında “cemil oto” yazıyordu. ne kadar yaratıcı amk diyerekten sövdüm içimden.
Kimse yok gibiydi, hadi baba yok işte gidelim demek istiyor, oracıkta dayak yemekten korktuğum için susuyordum.
1 dakika kadar sonra içerden elini üsküpüye silen üstü başı yağ içinde benden de küçük bir çocuk geldi
-buyur abi. dedi
-cemil usta yok mu. diye sordu babam
-yok abi cumaya gitti. dedi
herkes senin gibi münafık mı dıbına koyim demek istedim babama ama yine aynı sebepten ötürü sustum.
-çay içermişiniz abi diye sordu bizim ufaklık
-babam, vallahi iyi olur 1 çay 1 de oralet söyleyiver. dedi babam
oraleti kendi içmeyeceğine göre benim yerime karar vermiş daha ilk günden muhtemel iş arkadaşıma rezil etmişti beni.
daha çaylar gelmemişti ki Cemil usta geldi.