/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +1
    ibenin hoşuna gitmişti aferin aferin dedi başımı okşadı.bak bu tolga abin dedi. benim gibi sıska uzun gözlüklü bir şeydi. bembeyaz tenli simsiyah saçlı hafif sakallı bi çocuktu. buda mert ama biz çelik deriz soy adı o dedi. tolgaya başımla sevam verdim o arada. mert döndüğümde bana elini uzattı elini sıktım. çelik gibi çocuktu. orta boylu ve çok kaslıydı.bak buda ecem ablan dedi. siyah kısa saçlı kısa boylu mas mavi gözlü bi kızdı.10 sınıf hatta 9 gösteriyordu.

    faruk bana bak dedi ona baktım. neden burada olduğunu merak ediyorsun dimi dedi. evet hayliyle hatta nedne sizinle tanıştığımı da dedim. faruk göz kırptı. biraz rahat ol seni bahçede gördüm .yalnızsın sürekli ders çalışıyorsun. okuduğun kitaplarıda gördüm diğer 9 lardan farklısın. bizi yanımızda daha kendini takılırsın biraz fenamı olur dedi. okuduğum kitapların hepsi din üzerineydi. islam dini değil genel budizm ve benzeri doğu dinleri.
    siz budist falan mısınız diye sordum.yok değil diye cevap verdi.o sırada zil çaldı. bizim dersimiz boş hadi sen sınıfına git bi ara konuşuruz seninle dedi. beni bi güzel kışkışladı anlayacağınız. sıkıyorum ama az kaldı action başlıyor xdé [lise yıllarına gidince kafa biraz yumuşadı ]

    aradan bir iki gün geçti.ben bu elemanları görmemek için sabah girip akşam çıkıyordum sınfıtan. sevisi bile bekletiyordum.ne alaka anasını satayım budist kitapları ile bunlar. esrar keş falanmıydılar yoksa. olabilir bilemicem belkide benden saçma salak astral seyahat numaralı isteyecek bir gurup insandılar. daha önce başıma gelmişti bu durum. oysaki budizm'de meditasyon vardır. astral seyehat çok daha farklı bir şeydi.sen neden okuyorsun bunları diyeceksiniz. tamamen meraktan. biraz çıkmazda kalmıştım din konusunda. inanacak bir şey arıyordum.o güne dönelim. okulun kantini büyüktü. hatta içinde 2 tane pinpon masası var. beden deslerinde millet oyun oynarken ben kantinde ders çalışırdım hep.o günde aynısı olmuştu ben ders çalışıyordum 2 arkadaş pinpon oynuyordu. bizim sınıfta kızlar vardı onların yanına gitmek istemiyordum ama pinpon seside kafamı yiyordu.ben tam ders çalışmaya odaklanmıştım birisi omuzuma dokundu. göz ucuyla baktım faruktu. şaşırmıştım elim ayağım titremişti. kalemi yere düşürmüştüm iyi hatırlıyorum. işin yoksa bizim yanımıza gelsene dedi. bende kalemi kitabın arasına koyup yanlarına gittim. sınıftaki elemanlar tip tip bakıyordu. bizim okulda böyle bir olay pek olağan değildir. hele benim gibi 1.dönem okulda içip 2 . dönem içine ansızın kapanan birisi için. gerçekten insanlar bir şeyler sakladığımı düşünüyordu. birden derslerim çok iyi olmuştu. insanlar buna inanmıyordu. çok dışlanmıştım. aslında iyi olmuştu derslerime odaklanmıştım bu sayede.
    ufak bir kapısı var kantinin oradan dışarıya çıktık. arka bahçeye geçtik. bunların tayfa ekgibsiz burdaydı. zaten hepsinin dersi boştu.[faruk'un tayfa diyeceğim çünkü başları o gibi bir şeydi] faruk'un tayfa full 11 . sınıf dil'di.dersleri sık sık boş olurdu. hepsinin kafası rahattı anlayacağınız sınav stresi falan yok.ark bahçede ağaçların içinde 2 tane bank vardı karşılıklı 3 erli sıkış tepiş oturduk işte onlara. faruk beni tam karşısına aldı. arya her zamanki gibi faruk'un yanına sokulmuştu. durun otobüsten inip otobüse binicem durakta devam ederim çalacaktı ben müsade istedim sınıfıma gittim.o gün öyle geçti gitti. akşam eve gider gitmez ilk işim defter sayfalarını açmak oldu. sayfalar malesef mevcut değil.
    satanizm hakkında bilgi veriyordu. çok kötü bir yazısı vardı. kesin faruk yazmıştı bunları. sanatizm bir kaç farklı dala ayrılır.bu dalların hepsini anlatıyordu sayfalar. tarih öncesi satanizm, anarşistlerin yarattığı satanizm, eski ibrahim'in soyundan gelen satanistler... bazı kavimler. ağırlık ise hristiyan satanizm'i üstüne kurul idi. laveyan satanizm'i yani.
    faruklar lusiferizm'e gönül kaptırmıştı.her hallerinden belliydi.bir sayfa sadece semboller ile doluydu.
    3. sayfa ise satanizm, anarşizm ve özgürlük üstüne idi. özgürlük.. satanizm bana intikam alma imkanı sunacaktı.her şeyden. bana kötü davranan her şeyden.
    şeytan güçlüydü ve benim güce ihtiyacım vardı.bu 3 sayfalık ön bilgi bana yetmişti. bütün detaylar için farukla konuşmaya karar verdim.
    farukların kolundaki pentagram biraz farklıdır onuda en yakın zamanda çizicem.

    tamam beyler başka kişilerde geldi sigara içicem diye müsade aldım çıktım.
    ben ertisi sabah ilk tenefüs arka bahçeye gittim. yanımda notlar ile tabi. faruk uzaktan beni görünce gülmeye başladı. eliyle alkışladı. hoş geldin ufaklık dedi başımı okşadı. notlar yanında mı diye sordu evet dedim. onları bana verde tekrar yazmakla uğraşmayayım dedim.ben otuturdu bank'a.eee şimdi ne olacak dedim. öğreticez dedi faruk öğreticez. aradan çelik girdi lafa ben bu çocuğu ilk gördüğüm an anlamıştım dedi. hepsi gülüyordu. istemsiz bende gülüyordum tabi.bir şeyler başlıordu değşiyordu. olağan üstü bir şey görmeyeceğimi biliyordum ama.bir şeyer değişecekti şimdi. hemde kökünden.
    cidden olağan üstü bir şey beklemiyordum arınızdaki kaç müslüman olağan üstü bişi gördü ki ?

    o gün her tenefüs yanlarına gittim. havadan sudan konuştuk eğleniyorduk. önce onlara alışmam gerekti. onlarda bana pek güvenmiyordu.bu böyle 1 hafta geçti ben genelde ders çalıştım ama canım sıkılınca kendimi yanlarında buluyordum. çelik ile iyice kanka olmuştuk. ecem çok soğuktu aramız limoniydi. sanki beni istemiyordu. tolgaya gelince çok iyi bilgisayar biliyordu. bende bilgisayar özellikle programlamaya meraklıyıdım.bol bol konuşacak şeymizi vardı. arya ile faruk hep yan yanaydı. çoğu zaman arya-faruk ayrı tolga-çelik-ecem ayrı takılıyordu. okulun içinde bu durum sadece olurmuş. arya-faruk hep yeni nesil aramış kendilerine.
    kendimi yanlarında yalnız hissediyordum zaten. yeni birisi gelse fena olmazdı.
    onlara alıştığımı düşününce faruk bi pazar günü buluşmak için bana bir adres verdi ve telefon numaramı aldı

    biz sonra marinada buluştuk o gün.5'ide gelmişti. kış zamanı tabi kıçım donuyordu. özellikle siyahlarımı giymiştim ergen gibi. marinadaki salıncata sallanıyordu bunlar. bende salıncağa oturdum. sonra çelik ile salıncağı sallmaya başladı üstünde.
    nasıl salıncak bu diyenler için söyleyeyim hani bank gibi olan salıncaklar var ya onlar. iste biz çelik ile adam gibi verdik gazı salıncağa. sonra oturduk. faruk artık aramıza katılma zamanın geldi dedi. nasıl dedim. cebinden malborasını çıkardı yaktı.bak bu son soruşum.bu yola girecek misin çekip gidecek misin dedi. güç, intikam, özgürlük vardı... artık bir yere asit olacaktım.bu çocukların arasında mutlu olabilirdim.bu yoldan yürüyeceğim dedim.o yolla sonra savaşacaktım ama buna daha var. salıncağı durdurdu faruk. vakit kaybetmeden ritüel yapma zamanı dedi.

    marina geçtik. sote bi yere oturduk. arkamıza verdik koca koca kayaları. arya çantasından çakmak folyo bıçak kap kekik gibi otlar ve çok garip gelecek süt çıkardı. önce otları folyoya koydu. sonra hepimiz bağdaş kurup oturduk yere. arya bütün otları yakıp ortalığı dumana boğdu. çelik bir kabı içine otun küllerini döktü. içine süt döktü ve çakmak ile hepsini ısıttı. faruk eline bıçağı aldı. onur kolunu uzat dedi uzattım. kolumu tutup hafif bi kegib attı. hepsini kaba akıttı. sonra elime peçete verdi. bende kesiğin üstüne bastım. simsiyah yoğun bi sıvı olmuştu. arya çantasında fırça çıkardı. ecem gelip yanağımdan öptü. artak bizden birisin kardeşim diyip başımı okşadı. sonra bana yaslandı. arya sol omuzumu uzatmamı istedi. uzattım arkasından koluma pentagramımızı çizdi. çakmak ile kurruttu.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster