küba

keşke orada doğsaymışım dediğim ülkelerden. şans kapıyı kırınca filminin atmosferini de çok sevmiştim mesela. sonra assassin's creed black flag oynayınca hepten oraya merak saldım küba belgeselleri izledim, gidenlerin anılarını okudum ve kesinlikle benim yaşantıma uygun bir yer. sosyalist falanda değilim amk.

adam diyorki "doktor niye 25 dolar maaş alıyo? o zaman kimse doktor olmaz" bak oluyormuş işte amk. türkiyedeki gibi "en saygın meslek, en çok para getiren meslek, en rahat edeceğim meslek, kızlar da seviyor. o zaman doktor olayım, milleti ezeyim" kafasıyla okumadığından oradaki doktorlar eminim işini severek ve layığıyla yapıyordur. çöpçü de aşağı yukarı o kadar alıyor sokakta müzik çalanda, puro satanda. mesleklerin üstünlüğünün olmaması çok güzel gerçekten. insanları mutlu çünkü fakirse herkes fakir aq. ayrıca neye göre kime göre fakir? bence on numara yaşamları var şimdi değinicem.

müzikleri, dansları, doğası mükemmel. sokakları cıvıl cıvıl. her taraf beton yığını değil buradaki gibi. binaları bile tarihi ve göze hoş görünüyor (arada yannan gibi sırıtan yeni binalar da var malesef). köyleri de çok güzel.

yine eleştirenler teknolojiden, sosyal aktiviteden, fakirlikten vuruyor (evet üstteki entry :d) abi herkesin zevkleri senin gibi değilki. sen sosyal medyada kendini reklam etmeyi, yapmacık hareketleri, yapay dostlukları seviyor olabilirsin. ilk uzay mekiklerinden daha üstün bir cihaz olan akıllı telefonunla candy crush oynarken orgazm oluyor olabilirsin. kulak giben, boğucu, kazık disko ortamlarını bi tak sanıyor olabilirsin. patronuna domalarak aldığın, sadece (gibe gibe) işe gidip geldiğin arabanla mutlu olabilirsin. beton yığını şehirde milyonlarca insanla yaşamayı da seviyorsundur. olur bunlar, saygı duyarım. zevk renk.

bense türkiyede doktor, mühendis, avukat olmaktansa kübada puro fabrikasında çalışmayı, kahve dükkanı işletmeyi, köyde bitki yetiştiriciliği yapmayı tercih ederdim.