+1
"eee yani şey ölmedi, öldü de yani, size trafik kazası olduğunu kim söyledi?" diye geveledi bayan. benim bilmediğim düşüncesine kapıldı. olayın ne olduğunu bilmiyordum ama bu telefon görüşmesi derhal sonlanmalıydı.
"kızı söylemişti fakat şu an acelem var, bir toplantıya gireceğim sonra konuşursak iyi olur."
"yurt dışında mısınız?"
"evet de gerçekten acelem var, sonra arasınız olmaz mı?"
"bu önemli bir mevzu"
"neresi önemli, trafik kazası geçirmiş ölmüş işte."
"ee peki sonra konuşsak iyi olur fakat bu konu hakkında mutlaka konuşmamız gerek."
"sonra ararsınız" dedim ve kapattım. kadın kararsızlığa düşmüştü. çünkü gerçek ölüm sebebini açıklamak ya da açıklamamak konusunda bir fikri yoktu. bu yüzden de onun için de kapatmak daha iyi olmuştu.
"neyse olayı sentezlemeyi sonra yaparsın" dedim kendime. bir süredir deeep webe girmiyordum. biraz kafa dağıtmalıydım. açtım laptopu.
irc kanallarında geziyordum. "tr hacker z" diye bir kanal gördüm. "gir anasını satayım" dedim. muhabbet derine benziyordu. kanal da 7 kişi vardı ve hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. fazla zaman geçmeden garip nickli herifin teki mesaj attı.
"***.edu.tr hacked !"
şaşırdım, edu.tr ler den database sızdıranı gördüm fakat hackleyeni hiç görmemiştim.
"oo adamsın" felan diye mesajlar geldi. şu garip nickli heriften 2. bir mesaj daha geldi.
bir link atmıştı. linke tıkladım, yüklenmesini bekledim, bekledim bekledim ve "ahan da girdi" dedim.
sitenin database si
ne işime yaracakki diye düşündüm. irc kanalına tekrar baktım.
"you are banned"
gibtiri çektim. ne diye banlarlar ki diye düşündüm.
"yoksa, hadi be olamaz??"
database de hocaların, öğrencilerin, çalışanların bilgileri ortadaydı. bu kişisel bilgilerle bir kişinin hayatını karartmak çok kolaydı. sahte şirketler, hayali ihracatlar... bir de bulunduğumuz yıla bakarsak daha da kolaydı.
ulan neden banlarlarki diye yine düşündüm. sadece tanıdık herifleri felan mi tutuyorlardı ki?
neyse ipnelik değil mi,
aradım üniversiteyi. normalde gibsen böyle bir şey yapmazdım. o an ki kafamı hayal bile edemiyorum.
telefon çaldı, açıldı ve o arada tam tam tam diye kapının yumruklanma sesi geldi. daha hiç konuşmadan telefonu yüzüne kapayıp kapıya gittim. bir binlik seziyordum. kimseyi tanımıyordum, kapım niye çalınsın ki?
"belki de dayımdır" düşüncesiyle delikten baktım.
"hassssssssss"
polisti.
aklıma o an her türlü şey geliyordu. acaba şu ölen herifin şeyi mi? yoksa deep web de başıma açılan bir bela mı? kapıyı açmak zorundaydım. delikten bakarak evde olduğumu belli etmiş oldum. çünkü ışık kesilmişti.
açtım kapıyı.
hemen eve girdiler ve alt kattaki evin balkonuna inmek için benim evi kullanmak istediklerini söylediler. sebebini sordum.
"evde silahlı bir hırsız bulunuyor" tarzında bir şey dediler. tam olarak böyleydi herhalde. çünkü o anki heyecanım ve ödümün takuma karışmasıyla bir şey anlayabilecek modda değildim.
5 dakika sonra polis evimden ayrıldı, 15. dakikada apartmandan adamla çıktılar.
"helal olsun, adamlar işi biliyor" diye içimden geçirdim.
hiçbir şey olmamış edasıyla odama gittim. ne yapacağımı hatırladım.
neyse şu üniversiteyi yeniden arayayım dedim.
"*** üniversitesi *(burada birşeyler söyledi*"
"merhaba, web sitenize girmek istediğimde bir indexle karşılaşıyorum. siteniz hacklenmiş."
"evet beyefendi bu durumdan haberimiz var. şu anda siteye erişimi kestik"
"yalnız sitenizin database i internette yayınlanmakta.
"nasıl?"
"sitenizin veritabanı, öğrenci bilgileri, hepsi internette."
"lütfen hattan ayrılmayın" dedi kadın.
bir ipnelik sezdim, telefonu kapattım. aramasa mıydım acaba?
telefon çaldı.
--spoiler--
einsteinlerimizden birisi bir tespitte bulunmuş. ben burada tüm hayatımı yazsam gibimsonik bir şeyler ortaya çıkardı. mümkün olduğunca özet geçiyorum. bulunduğum süre zarfında apartman içerisinde ev değiştirdim. kira fiyatı artınca aynı apartmanda sadece konut dğeiştirdim. bunu belirtmemem benim hatamdı, haklısınız.
--spoiler--
"alo, merhaba ***(no name no cry) bey."
"merhaba" diye temkinli bir şekilde konuştum. yanılmıyorsam yine şu polis kadındı.
"bugün içerisinde *** üniversitesiyle iletişim kurmuşsunuz. toplantınızdan sonra sizinle görüşecektik."
"evet, haklısınız. bir bilgi öğrenmek için aramıştım, ancak gerek kalmadı" diye doğaçlama takıldım.
"peki, h*** olayı hakkında sizinle yüz yüze görüşmek istiyoruz"
"hasssgibkktirrrrrr" diye içimden geçirdim.
"eee şey yalnız ben çok yoğunum bu aralar" diye geveledim.
"bu önemli bir mevzu ve sizinle görüşeceğiz.
"şey peki, tamam. benim oraya gelme ihtimalim yok. sizinle burada görüşmek istiyorum." dedim.
"bizim için bir sakıncası yok. ekibimiz en yakın zamanda sizinle görüşmek için yola çıkacaklar."
bu laflardan sonra bir buluşma ayarladık. *** hotelinde buluşmayı tercih ettim. evimde konuşmak çok sakat iş.
gizlilik önemli diye düşünürken laptopu kucağıma aldım ve tr den haber sitelerine baktım.
şimdi sıçmıştım.
"esrarengiz ölümün arkasındaki sır"
manşet aynen böyleydi. küçük yazı olarak da "iş adamı h*** (no name no cry) ölümü aralanıyor"
zütüm çok pis tutuşmuştu. büyük bir heyecan ve korkuyla habere tıkladım. tam olarak haberi hatırlamasam da genel mevzuyu anlamıştım. h*** trafik kazası sonucu ölmüştü. h*** nın aracı, duvar ile kamyonet arasında ezilmişti. oldukça hızlı gelen gelen kamyonet arkadan çarpmış, ve olay yerinden hızla ayrılmıştı. haberde bahsedilen konu ise bir mafya hesaplaşmasının olduğuydu. bu herifin bana öldürtmek istediği herifte büyük ihtimal mafya liderlerinden birinin çocuğuydu. olayı yavaş yavaş kavramaya başlamıştım. haberin ayrıntılarını incelerken şok oldum.
"polis, ondan şüpheleniyor.
h*** nın son görüşmeleri incelenediğinde ukrayna' da yaşayan birisine ulaşılıyor. polis, olayın bu kişiyle doğrudan alakası olduğunu düşünüyor." tarzı bir yazı vardı.
faka bastığımın farkındaydım. hazırlanmalıydım, hiç bir çelişki bırakmamalıydım polis ile olacak konuşmamda. önümde 2 gün vardı.
lanet olası 2 gün.
Tümünü Göster