1. 1.
    0
    sene 2006.

    pekte umrumda olmayan ilk gün heyecanıyla kapıdan dışarı adımımı attım. daha yeni üniförmamla ilk dışarı adımımı attığımda, gözlerime çarpan tek şey ayakkabılarım oldu. sevmezdim siyah ayakkabılar, rahat ettiren açık renkli havalı ayakkabılar benim için daha cazipti. babamın anlattığı kadarıyla şu an için için lanet okuduğum yeni sınıfım, yeni ortamım şehir içi minibüsle derse yetişilemeyecek kadar uzaktı. kapının önünde servisi beklediğim bir kaç dakikada, bir iki arkadaş edinip bütün seneyi aylaklık yaparak geçirmeyi düşündüm. tam binanın bahçesindeki yeni yeşermiş otlara dikkatle baktığım sırada servis geliverdi.

    içinde pek az kişi vardı, okula en uzak oturanlardan biriydim sanırım. dönem başlangıcı olduğu için hava pek güneşliydi, hiç tereddüt etmeden atladım servise. en azından altı yedi kişi kadar vardı küçücük minibüste. şehrimin nerdeyse tüm mahallerini dolaşarak okulun olduğu mahalleye kadar geldik. bu arada yeni insanların yanımda olmasından sıkıldım tabii, yeni insanlarla tanışmaya pek gelemezdim her insan gibi.
    ···
   tümünü göster