sevgili dostlar takumla olan maceralarıma kaldığım yerden devam ediyorum, bu hikayemde, deniz sektöründeki yetersizliği gözler önüne sereceğim. beni seven sevmeyen herkes iyi okusun, tüm alemi cihana ibret olsun...

sene 2012 akdeniz üniversitesi su ürünleri bölümüne yeni başlamıştım üniversiteli ablalar
bu cool çocuk kim ya bakışları atarken ben forsumu korumuş hiç birine ödün vermemiştim.
hatta bir keresinde, sevişmek için saat soran bir ablaya gibtir git bacım, abdestimi kaçırma şeklinde tavır koymuş ve arkadaşları tarafından darp edilmiştim.
popülerliğimin zirvesinde olduğumu hissediyordum ve bunu bir ortamda mutlaka göstermeliydim. en yakın arkadaşım hamdiyi yanıma çağırıp tangalı kızların boynuma yapışma ihtimalini göze alarak
yaz geldi olum bizim kızları denize zütürelim dedim. sonuçta bölümümüzde su ürünleri olduğu için akdenizdeki tuzlu suları pek ala inceleyebilirdik.
hem pratik yapacak, hemde gözümüz züt görecekti. hamdi hiç düşünmeden bu teklifi kabul etti. bastığımız broşürlerle tüm akdeniz üniversitesini çılgın bir partiye davet ettik sonuç olarak
20 erkek 2 kız şeklinde garip bir dağılımla, lara plajına doğru yola çıktık.

5 faça şahin 4 toyota pikap 2 broadway marka arabayla, dale don dale parçası eşliğinde plaja girdik.
gözüm kız olduğunu iddia eden iki bıyıklı ablayı ararken, yanlışlıkla uzun saçlı abazan erkekleri durduruyor pardon birine benzettim deyip geçiyordum. ortamda bol miktarda taşşak kokuyordu.
en sonunda gibtir et amk dedim ve özgür kızlara göz gezdirdim denizin açıklarında 5 kişilik bir kız topluluğu yüzüyor, birbirlerinin sütyenlerini çıkarıp fırlatıyorlardı. hatta bi ara denizin kaldırma kuvvetinden faydalanıp uzun eşşek oynamaya kalktılar ama bu sadece düşünceyle sınırlı kaldı.
bir süre sonra hanım kızları süzmekle kalmayıp yanlarına gitmeye karar verdim ama yüzme de eksiğim vardı. teoride biliyordum ama pratikte sadece suyun altına girip çıkmayı becerebiliyordum. bu yeterli değildi. biraz sonra yanımda yavşaklık peşinde koşan 5 yaşındaki delikanlıyı hırpalayıp üstündeki simiti kaptım.
denize doğru açılmaya başladım.
akrabaları bana doğru koşarken çoktan denizin ortasına varmıştım bile. bunun gururuyla kızların yanına doğru ilerledim, çok havalı görünüyordum. etraflarında 2 tur atıp bale figürleri sergiledim. kızlar çok etkilenmiş olmalı ki beni daha net izlemek için uzaklaştılar. bende ısrarla biraz daha açıldım.
anadolunun çılgın dansı sivas halayı figürleri sergilerken, karnımda inanılmaz bir sancı başladı.
mutlaka bi yere çöğdürmem ve mutlaka zangır zangır sıçmam gerekiyordu. fakat kıyıya çok uzaktım ve kumların üstüne sıçıp tüm plaja kepaze olmaktansa denizin içine bırakmayı yeğlerdim. taklar zaten suyun derinliğine ineceği için kızlar da anlamayacaktı.

bu düşünceler eşliğinde denize gümbür gümbür sıçmaya başladım. bata çıka sıçıyordum beyler. adeta çanakkale surlarına mayın döşer gibi, düşman zırhlılarını vurur gibi indiriyordum. tam 20 dakika boyunca dövdüm, denizin sıcak sularını...
tam taharetimi bitirmiş kızlara göz atarken gruptan üç kızın çırpındığını gördüm.
denizin kaldırma kuvveti taklarımı sürüklemiş ve sarışın hatunun ağzına dolmuştu. diğer kızlar tak deryasında yüzerken, biri bana tehtidkar bir şekilde küfrediyordu. ben bu olayın şokunu atlatmaya çalışıyor bir taraftan kıyıya doğru yüzmeye çalışıyordum. ama çok geçti sahil güvenlik, motoruyla tam gaz üstüme geliyordu. ( huur çocuğu kızlara hava atıyor )
simitimle birlikte beni motora bindirip kelepçelediler, kızlarıda ambulansa bindirip zütürdüler.
plaj sakinleri yuhalamalar ve kahrolsun pkk sloganları eşliğinde deniz taşı fırlattı. kızların yakınları, deli gibi ağlıyor kimi kafasını kuma gömmüş olayın şokunu yaşıyordu. apar topar karakola zütürüp nezarete attılar. üniversite ortamında dışlandım, hor görüldüm.
yıprandım...

tüm bu olayların tek iyi tarafı ise artık bir simitim olmuştu.

ve denizin en kuytu köşelerine özgürce sıçabilecektim...

edit: emek hırsızlarını lütfen eksileyelim. (bkz: deniz de hayvan gibi sıçtım pişmanım)