mesela ben senin şu kullandığın akıllı telefonu kullanmam. vatsapp nedir swarm nedir instagram nedir bilmem, hayatımda kullanmadım. çünkü böyle şeylerin insanları hayattan soyutladığına, yalan bir dünyaya ittiğine inanırım. telefonu sadece insanlarla konuşmak için kullanırım ki yakında faturalı hatlarımı da kapatacağım. kendi çalışma odamda kitaplarımla, bir uğraş ve koşuşturma içerisinde hayatımı idame edeceğim. babam ben 5 yaşındayken vefat etti, hayatta baba parasıyla bir şeyler yapamadım bazı kimseler gibi. sürekli kendim çalışıp kendi paramı kendim kazandım. bilgiyasarımı, görsel çalışma için gerekli olan fotoğraf makinemi ve hatta kıyafetlerimi dahi kendi çalışarak kazandığım parayla aldım. son birkaç yılda özellikle kazandığım paranın -kimi zaman yarısını- kitaplara veririm. son iki ayı saymazsak ondan önceki 3 ay içerisinde ben sözde milliyetçi birisi olarak 1.200 lira kitaplara masraf yaptım. yine aynı şekilde yere çöp atamam mesela, vicdanım sızlar. milliyetçi bir insanın yere çöp atmasını dahi kendisine yakıştıramam. bunların yapıyorsam sebebi, atatürkün burada
http://i.imgur.com/eOYxfsD.jpg yapmamız için söylediği "Varlığıyla, haklarıyla, birlik ve bütünlüğüyle çelişen tüm yabancı ögelerle mücadele zorunuluğu, milli görüşleri derinlemesine bilerek her karşı görüş önünde şiddetle ve özveriyle savunma zorunluluğu telkin edilmelidir." sözünü naçizane gerçekleştirmeye çalıştığım içindir. dolayısıyla senin zannettiğin gibi buradaki amaç prim filan da değildir. kaldı ki benim bilgisayarımda bu yazıların yüzlercesi bulunmakta, istersen ekran fotosu da atarım.
bana "O kadar milliyetçiysen hadi kurtar ülkeyi. Şimdi dersin o kadar kolay mı. Azimle çok isteyen kurtarıyo ama. (bkz:
mustafa kemal atatürk)" dedin
aristonun poetika adlı eserinde bir sözü var. şöyle diyor:
http://i.imgur.com/6dMlVKE.jpg
"... bunlardan birisi taklit içtepi'si olup, insanlarda doğuştan vardır; insanlar, bütün öteki yaratıklardan özellikle taklit etmeye olağanüstü yetili olmalarıyla ayrılır ve ilk bilgilerini de taklit yoluyla elde ederler."
(yunan ve latin klagibleri serisi, poetika, sf16)
kitabından alıntı yaptığım aristo, dünyanın en büyük bilim adamı kabul edilir fikirleri dolayısıyla. peki... şimdi aristonun poetika adlı eserinde belirttiği sözü "atatürk için nasıl atatürk oldu" kanısına varmak için dünüşelim. atatürk bunu nasıl başarmıştır?
bunun cevabını atatürk veriyor: "ben çocukken fakirdim. iki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım."
anlaşılacağı üzere öyle senin gibi kitap okumayan, sorgulamayan, fikir belirtemeyen, üretemeyen ve buna karşılık tek yaptığı iş bir şeyler üretmeye çalışan insanları eleştiren, beyni gelişmemiş acizlerin zannettiğin gibi "hah bir azim edeyim de şu ülkeyi kurtarayım hohoho" şeklinde değildir. buna vaziyetin atatürk okuduğu 4 bin kitap sayesinde, koca bir hayatı buna adayarak bu başarıları elde etmiştir. ki yine benzerini yapmak için vaziyetin şekline göre bir ömür daha harcamak gerekebilir bunun için.
ha biri bunu yapıyorsa, senin gibi kıçı kırık huur çocuklarının menfaati için değil, neşe altenlere, ahmet taner kışlalılara, uğur mumculara, bahriye üçoklara, atatürklere vefa borcunu ödemek, onlara karşı borcunu bir nebze olsun ödeyebilmek için yapar.
ancak gel gör ki senin gibi akılsız huur çocukları "ben ilçe genelinde oyumu şu partiye, il genelinde de şu partiye attım ama sizin oy vermeye yaşınız bile tutmuyordur, hahaha hihiho sizden üstünüm" diye kendini avutarak, konuya en hakim kişinin kendisi olduğunu sanır. halbuki bana kalırsa kürtçülük yapan kropotkina, veya komünizmi savunan jonny lash ve muallaktorrgeridondu emin ol senden daha karakterli, ruhu senden daha büyük insanlardır. çünkü bu heriflerin bir yaşama amaçları, en azından bir fikirleri var. bir ideolojiye sahip ve bu ideolojilerini savunabilecek kabiliyette insanlar bunlar.
yanarım, yanarım da "ilde şu partiye ilçede şu partiye attım dolayısıyla ben sizden üstünüm" diyen, bir baltaya sap olamamış, "peki sen kimsin? ne yapıyorsun?" denildiğinde iki çift laf edemeyen, herkesi kendi gibi sanan bir huur çocuğunun diğer insanlara sözde milliyetçi demesine yanarım
*
ama senin gibi ucubeler ne ilk ne de son olacak. dünyanın her döneminde senin gibileri varolmuş. baksana, michel de montaigne bile denemeler kitabında senin gibi ucubelerden çektiği sıkıntıyı nasıl anlatmış...
http://i.imgur.com/TfPGGdM.jpg
"huysuz, hiçbir şeyden memnun olmayan ve sürekli bunu dile getiren insanları hiç sevmem. böylesi insanlar yaşamanın neşeli yönlerine yüz çevirirler; dertlere koşar, dertlerle bir olurlar: karasinek gibidir onlar. cilalı, temiz, pırıl pırıl yerlerde tutunamazlar bir türlü. pürtüklü, pürüzlü yerlere sıkıca sarılırlar. oralarda rahat bulurlar. bazen sülüklere de benzetirim onları, hastalıklı kan içerler. kara kandan beslenirler."
ölmüşlerini gibtiğimin kara sineği seni