/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +9 -1
    - K -

    KAĞAN: Türk Devleti hükümdarı

    KAPGAN: Algan, fatih. Kanlı, soylu. Göktürk kağanlarından

    KAPLAN: Yırtıcı bir hayvan

    KARACA: Esmer, yağız, karaşın. Bir ceylan türü

    KARAHAN: Soylu olmayıp devlet kurmuş yönetmiş kişi

    KARLUK: Eski bir Türk boyu

    KARTAL: Yırtıcı bir kuş

    KAŞGAR: Cesur, üstün nitelikli

    KAYA: Sert ve büyük taş

    KAYAHAN: Kaya gibi sert kağan

    KAYHAN: Sert, güçlü sesli okuyucu

    KAYRA: iyilik, yardım

    KELEŞ: Yakışıklı

    KESKiN: Sert huylu. Kesici

    KILIÇ: Kesici bir silah

    KILIÇARSLAN: Ünlü Selçuklu kağanı

    KIRAÇ: Verimsiz toprak. Ağarmış

    KIRGIZ: Bozguncu. Bir Türk boyu

    KIVANÇ: Sevinme, iftihar etme, gurur duyma

    KOÇAK: Koç gibi, cesur yürekli

    KONGAR: Sarı ile siyah arasında bir renk

    KONURALP: Gurulu, yiğit kişi. Osman Gazi\'nin ünlü komutanlarından

    KORAY: Canlı, hareketli

    KORKMAZ: Korkusuz

    KORKUT: Görkemli. Korku veren

    KÖKSAL: Kökünü sal buyruğu

    KÖMEN: Hayal, düş

    KUBAT: Kaba, biçimsiz

    KUBiLAY: Temizlik tanrısı. Cengiz Han\'ın oğullarından biri

    KUNT: Dayanıklı

    KUNTER: Sağlam kişi

    KURT: Türklüğün simgesi yırtıcı bir hayvan

    KURTULUŞ: Bağımsızlığa erişme

    KUTALMIŞ: Kutsanmış

    KUTAN: Dua, yakarış

    KUTAY: Çinliye benzeyen

    KUTLU: Kutsanmış, saygıdeğer

    KUTLUK: Kutsanmış

    KUZEY: Güneşin az olduğu, soğuk, karanlık yön

    KÜL TiGiN: Ateş tigini. Göktürk kağanlarından ilteriş Kağan\'ın oğlu, Bilge Kağan\'ın kardeşi

    KÜR ŞAD: Yiğit, alp. Ünlü Göktürk tigini

    - L -

    LAÇiN: Bir tür yırtıcı kuş

    - M -

    METE: Soylu, saygıdeğer. Ünlü Hun Kağanı

    MUKAN: Bir Göktürk Kağanı

    MUTLU: Mesut, bahtiyar

    - N -

    NATUK: Yerleşim yeri

    NAYMAN: Batı Moğolistan\'da yaşayan sekiz kabileden oluşan topluluk

    NOGAY: Başıboş, özgür. Bir Türk boyu

    NOYAN: Bir soyluluk sanı. Başkomutan

    - O -

    OFLAZ: iyi, güzel, ekgibsiz, tam. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. Becerikli. Eflatun rengi

    OGEDAY: Çok akıllı, bilgili. Cengiz Han\'ın oğullarından biri

    OGÜN: Yıldönümü

    OĞUL: Erkek çocuk

    OĞULTÜRK: Türk çocuğu

    OĞUZ: Olağanüstülük. Birleştirme, toplama

    OKAN: Tanrının bir adı (Ogan)

    OKAY: Beğenme

    OKTAN: Ok atan

    OKTAR: Okçu

    OKTAY: Ok gibi güçlü

    OLCAY: Talih, şans

    OLCAYTO: Bahtı açık, bereketli

    OLGUN: Yetişmiş, olmuş

    ORAL: Şehri al anlamında buyruk

    ORAY: Ay gibi parlak. Şehirli

    ORÇUN: Bölge, vilayet. Kesici. iyi ahlaklı

    ORHAN: Şehir yöenticisi

    ORHUN: Türkleri kullandığı en eski yazı

    ORKUN: Türkleri kullandığı en eski yazı

    OYTUN: Kutsal, mübarek

    OZAN: Kopuz çalıp söyleyen kişi, şair

    - Ö -

    ÖCAL: Öç alıcı

    ÖĞÜNÇ: Kıvanç ,iftihar

    ÖNAL: Öncü

    ÖNER: Kılavuz

    ÖZAL: Özünü al, bul dileği

    ÖZALP: Özünde yiğit olan kişi

    ÖZAY: Gerçek ay

    ÖZBEK: Cesur, kendine güveni tam. Bir Türk boyu

    ÖZER: Yiğit, doğru kişi

    ÖZGEN: Özü geniş, rahat kişi

    ÖZGÜÇ: Özü güçlü olan kişi. Moral

    ÖZGÜN: Gerçek

    ÖZGÜR: Bağımsız

    ÖZHAN: Kağan soyundan gelen

    ÖZKAN: Temiz kan. Soylu kişi

    ÖZMEN: Dürüst

    ÖZTÜRK: Katıksız, saf Türk

    - P -

    PAMiR: Orta Asya\'da bir yayla

    PANU: Batı Hun kağanı

    PARS: Leopar

    PAŞA: General, ordu komutanı

    PEKER: Güçlü, yiğit, çok sağlam

    PEKiN: Acımasız, sert

    PUSAT: Silah

    - S -

    SAĞLAM: Sağlıklı, güçlü

    SALDIRAY: Saldırgan

    SALTUK: Serbest bırakılmış köle

    SALUR: Saldırgan. Silahşör

    SANCAK: Bayrak

    SANCAR: Kısa kama, bıçak

    SANER: Ünlü, tanınmış kişi

    SANLI: Şüpheci

    SARICA: Sarı gibi

    SARP: Çetin, sert

    SARUCA: Sarı gibi

    SARUHAN: Saruhanoğulları Beyliğinin kurucusu

    SARVAN: Deve süren, deveci

    SATUK: Satılmış

    SAVAŞ: Harp, dövüşme

    SAVCI: iddiacı. Ünlü

    SAYGIN: itibarlı, saygı gören

    SAZAK: Sazlık. ince yağan kar. Ak bulut. Poyraz. Sezgin, uyanık

    SEÇKiN: Seçilmiş

    SELÇUK: Güzel konuşan

    SENCER: Kılıç saplayan, batıran. Büyük Selçuklu Devletinin son kağanı

    SERGEN: Sergi yeri

    SEZER: Duygulu, hassas

    SEZGiN: Arif, sezici

    SiNAN: Mızrak, süngü

    SiYAVUŞ: Sevimli ,canayakın

    SONER: Son doğan erkek çocuk

    SOYSAL: Uygar, medeni

    SÖNMEZ: Canlı, parlak

    SUBAY: Bilgili deneyimli asker. Çocuğu olmayan, bekar

    SUBUTAY: Cengiz Hanın ünlü generalinin adı

    SUNGUR: Kartal. Şahin

    - Ş -

    ŞAD: Ordu komutanı. Tigin. Cesur

    ŞENEL: Şen ve mutlu ol dileği

    ŞENER: Neşeli, mutlu kişi

    ŞENOL: Sevinçli ol dileği

    - T -

    TABDUK: ibadet, tapınma

    TABGAÇ: Dövüşçü, kavgacı

    TALAY: Okyanus

    TALAYHAN: Neptün gezegeni

    TAMGAÇ: Memur, devlet görevlisi

    TAN: Gün doğumu, şafak

    TANJU: Sonsuz genişlik. Hun kağanlarının ünvanlarından

    TANKUT: Savaşlarda tuğların yanına ya da ucuna takılan kumaş

    TANMAN: Tan vakti doğan

    TANRIVERDi: Tanrı\'nın verdiği nimet, iyilik

    TANSU: Mucize

    TANYU: Ulu, ulaşılmaz

    TARDU: Öncelikli, ayrıcalıklı. Göktürklerde üst düzey yöneticilere verilen ad

    TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın kişi. Eski Türklerde vezir, vekil

    TAŞKIN: Coşkun, ateşli

    TAYANÇ: Dayanak

    TAYLAN: Beyefendi, saygılı kişi

    TEKiN: iyi, güzel. Güvenilir

    TEOMAN: Sis, duman. Bilinen ilk Türk kağan

    TINAZ: Ot yığını

    TiGiN: Kağan oğlu, şehzade, prens

    TiMUÇiN: Ucu sivri demir. Cengiz Han\'ın gerçek adı

    TiMUR: Demir. Ünlü Türk kağanı

    TOGAY: Dolunay. Küçük orman

    TOKTAMIŞ: Durucu, kalıcı, uzun ömürlü

    TOLGA: Savaşçı başlığı

    TONGA: Asya kaplanı

    TONYUKUK: Sonsuz genişlik. Bilgelik ve deneyim

    TOPRAK: Yeryüzü parçası

    TORAMAN: Fahri, onursal. iri

    TOROS: Kaba. Akdeniz Bölgesinde sıradağ

    TOYGAR: Tarla kuşu

    TOYGUN: Genç, deneyimsiz. Doymuş

    TUGAY: Alay ile tümen arasındaki askeri birlik

    TUĞ: Sancağın ucuna takılan kumaş, at kuyruğu

    TUĞBERK: Göklerin hakimi

    TUĞRA: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret

    TUĞRUL: Bir doğan türü. Doğru

    TUĞSAVUL: Tuğ taşıyan kişi

    TUNA: Yavru. Görkemli, gösterişli

    TUNAHAN: Osmanlı döneminde Tuna çevresindeki hanlara verilen ad

    TUNAY: Ayışığı

    TUNCAY: Tunç renginde ay

    TUNCEL: Tunç gibi güçlü el

    TUNCER: Tunç gibi güçlü olan

    TUNÇ: Koyu kızıl renkte metal alaşımı, bronz

    TUNGA: ihtişam. Asya kaplanı

    TURAN: Çok çocuğu ölen ailelerin dileği. Büyük Türk Birliği

    TURGAY: Serçe. Türk ayı

    TURGUT: Uzun ömürlü. Yaşanılan yer

    TURHAN: Eski Türklerde vergi ödemeyen, hükümdar huzuruna izinsiz girebilen, saygın kişi.

    TURKUAZ: Maviye yakın mavi yeşil arası Türk rengi

    TUTKU: Aşırı istek

    TÜMER: Tüm erkek, yiğit

    TÜRK: Türemek. Güç. Töreye bağlı. Budunumuzun adı

    TÜRKAY: Ay gibi parlak Türk

    TÜRKER: Yiğit Türk

    TÜRKEŞ: Orhun Yazıtlarında adı geçen bir Türk savaşçı

    TÜRKMEN: Bir Türk boyu, Oğuzlar

    TÜRKÖZ: Özü, aslı Türk olan

    TÜRKŞAD: Kutlu Türk

    - U -

    UGAN: Tanrının adlarından

    UĞUR: Şans, talih

    ULAŞ: Yetişme, erişme. Ululuk

    ULDIZ: Yıldız

    ULUĞ: Ulu, saygın kişi

    ULUĞ BEY: Ünlü bilim adamı kağan

    UMUR: Umutlu

    UMUT: Umulan, ümit

    URUNGU: Savaşçı kişi. Kür Şad\'ın oğlu

    UTKAN: Yenmiş, kazanmış

    UTKU: Zafer

    UYGAR: Çağdaş, medeni

    UYGUR: Tarihte bir Türk devleti

    - Ü -

    ÜLKEN: Üstün, süper

    ÜNAL: Ün alan. inal soyundan gelen

    ÜNSAL: Adın duyulsun dileği

    ÜSTÜN: Üstte olan

    - V -

    VAROL: Var olma, yaşama dileği

    - Y -

    YABGU: Üst düzey yönetici. Özerk kağan

    YAĞIZ: Esmer, karaşın

    YAĞMUR: Gökyüzünden inen su

    YAKUT: Bir süs taşı. Bir Türk boyu

    YALÇIN: Dik, sarp, ulaşılmaz

    YALIM: Ateş, kıvılcım

    YALIN: Sade

    YALMAN: Kılıcın keskin ağzı

    YALVAÇ: Peygamber

    YAMAN: Üstün nitelikli. Kötü, fena

    YAMTAR: Güçlü. Obur

    YAŞAR: Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileği

    YAVUZ: Sert huylu

    YAZGAN: Yazıcı. Tanrının adlarından

    YENER: Üstün gelen, kazanan

    YETiŞ: Eriş, ulaş dileği

    YETKiN: Yetişkin, olgun

    YILDIRAY: Işık saçan parlak ay

    YILDIRIM: Şimşek

    YILDIZ: Parlayan gök nesnesi

    YILDIZHAN: Oğuz Kağan\'ın altı oğlundan biri

    YILMAZ: Korkusuz, yenilmez

    YiĞiT: Cesur, alp

    YOLLUĞ TiGiN: Göktürk Yazıtlarını yazan kişi. Kapgan Kağan\'ın oğlu

    YÜCEL: Ululuk

    YÜKSEL: Yükseklik, büyüklük
    ···
   tümünü göster