işten 18.15'de çıkıyorum, tesadüf son model bmw 116i'mi de bakıma vermiştim. biraz hoyrat kullanırım da, üç kuruş para umrumda değil. neyse konumuz bu değil. ağzı kokan, fakir işçi takımının arasında servisle eve gitmek yemedi tabii. varoş insanların iğrenç kokusu üzerime siniyor, black orchid hak getire.
öğle yemeğinde yemiş bol sarımsaklı cacığı, sucuklu kuru fasülyeyi allah'ın ayısı, rutubetli evinin, giysilerine sinmiş ağır kokusu ve ayda bir düzenli fırçaladığı sarı dişlerinin verdiği über iğrenç esansla birleşince... tanrım! oksijen tüpüyle bin servise daha iyi.
durum böyle olunca belediye otobüsüne razı geldim tabii. otobüse bindim, 100tale bozukluk uzatıyorum, adam kart falan diyo, durumu sonra anladım; meğer bu alt tabaka kent kart mı bi gibim kart bişiy çıkarmış :dd neyse allah'tan über ciksapelimden etkilenen güzel bir kız kendi kartından geçiriverdi, sonra ben de ona geçiriirihiih neyse.

ulem son durağa geldik, kimse kalmadı otobüste sadece bi kız ve ben. inicem inmiyorum, bu fakir şoför bişiy yapar diye. böyle de düşünceliyimdir. neyse kız indi başka bi kız bindi, o indi öbürü bindi. 12:30'da eve vardım ve bugünkü çılgın duyarlılığımın verdiği gururla mışıl mışıl uyudum dıbınıskim.