1. 476.
    +1
    Tam gitme günümün arifesinde Altay ile vedalaşmak için apartmandan çıkmak üzereydim ki üzerinde ismimin yazdığını fark ettiğim zarfa takıldı gözlerim. Bahar'dan gelmiş olmasa belki zarfı açmayı erteleyebilirdim ama merdivenlere oturup, nazikçe zarfı açtım ve okumaya başladım:

    "Özür dilerim,
    Mektuba bu sözle başlamak istemezdim ama daha uygun bir başlangıç bulamadım. Aslında birazdan yazacaklarımı sana telefon ederek söyleyebilirdim ama eminim ki bu yol ikimiz için de daha iyi. Sen gittikten dokuz gün sonra karaciğerin kendini yenileyemediğini vücudun organı kabul etmediğini söylediler. O an kum saatimdeki tüm kumların tükendiğini anladım, yapacak hiçbir şeyim yok. Yeni bir nakili vücudum kaldıramaz. Kimse bana bir şey söylemese de ben hissediyorum öleceğimi. Korkuyorum aslında, hemde çok korkuyorum. Umarım tatlı bir rüyadan uyanır gibi birden uyanırım hayat denen bu rüyadan.

    Bu satırları sana okutmak zorunda kaldıysam malesef bizim için yapılacak hiçbir şey kalmamıştır. Sağ üst kısma attığım tarihte yazdım aslında mektubu. Ben bu dünyadan göç edince sana ulaşmasını istedim çünkü ne yapıp edip son zamanlarımda yanımda olacağını biliyordum ama senin karşında ölmek gibi bir niyetim yoktu. Lütfen benim için üzülme kendi hayatına bak üniversiteni bitir benden daha iyi bir kadınla evlen hayatın sonu değil, bu sadece benim hayatımın sonu bunun farkına var. Seni yukardan izliyor olacağım beni orada üzmek istemezsin değil mi? ikimiz için de mutlu ol! Aslında sana söyleyerek seni üzmek de istemezdim ama boş bir bekleyiş içinde olmanı da istemiyordum.

    Özür dilerim, sana ölü birinin mektununu okuttuğum, seni çok sevmeme rağmen ölüme yenik düştüğüm, senin karşına çıkıp hayatını alt üst ettiğim için... Bir ölünün özrü ve sevgisi kabul edilebilir mi bilmiyorum ama yine de seni seviyorum.

    Hoşcakal."

    Gözyaşlarıma hakim olamıyordum sonbahar sağnağı gibi dökülüyorlardı. Ben mektuplarla etkilerdim, bir mektuptan bu kadar etkileneceğim aklıma gelmezdi...
    ···
   tümünü göster