O mesajdan sonra 2 gün daha yazdı , ne zaman yazsa 10. dakikadan sonra taku çıkar kavga etmeye başlardık . Nerden bileyim bendeki bu giblemez tavır onlarda afrodizyak etkisi yaratıyor bilader. O dediğim 2 günden sonra yaklaşık 4 gün geçmişti , vay be hala unutmamışım. Ben dedi , Taksim'e geliyorum ama arkadaşımlayım , müsaitsen gelsene
* . Beyler inanmazsınız gece yattığım tişörtle gittim lan . Zaten o gün tatil günüm -part time olduğum için haftada iki gün tatildi- bende evde fm falan oynarak vakit geçiririm diye bakıyodum sabahında isabet oldu vakit geçirecek işle uğraşmam diye gittim. Taksim'de bunları ergen barlarına oturtmaktansa o güne kadar özellikle
lan bi gidelim de takılalım güzel yer orası diye bir kere aklımdan geçirmediğim Cezayir Sokağı'na zütürdüm , nerden aklıma geldiyse , şimdi geçemiyorum lanet yoldan hoş zaten üniyi istanbul'dan farklı şehirde kazandık ama ben o gün öğrenmiştim onun da benimle aynı yere geleceğini . Beyler anlatamam o kızın güldüğünde gözlerinde oluşan ışığın güneşle olan kapışmasını sizlere ya . O giblemez bin boy gitti yerine Müslüm Gürses geldi aq . Bununla filmlerden konuşurken arkadaşı masumiyet filminden konuya girdi , bizim kız azbuz bilirim tarzi bir şeyler derken patlattım Haluk Reis'in uzun uzun anlattığı tiradi , gözlerimi bi açtım kız hayranlıkla izliyor. Dedim tamaam tavladım galiba. Demez olaydım