1. 1.
    -1
    siz akıllanana kadar sizleri bulmaya devam eder. bakalım gözlerinizin sonsuz körlükten kurtulması için kaç canın gitmesi ve kaç hayatın kararması gerekecek. o kaybettiğiniz canlarınızın ardından samimiyetsiz gözyaşları dökeceksiniz ve ertesi akşam saat sekizde başlayan dizinizin başına oturup kahkahalar atacaksınız. umarım o çok istediğiniz tak çukuruna ilelebet gömülürsünüz. insanlar bir yerlerde insanca yaşarken siz yerin en dibine mahkum edeceksiniz kendinizi. neden? çünkü ne saygın vardı, ne sevgin. ne canlıya, ne cansıza. içinde hep bir kibir, hep bir kıskançlık, hep bir nefret, hep bir çekememezlik, hep bir iğrençlik barındırıyordun. gözünden acıyla akacak hüzne mahkum ettin kendini. hayallerini bile isteye verdin o şeref yoksunu uçkur düşkünü siyasilere. onlar saraylarında milyonluk koltuklarında binlik bardaklarından yüzlük çaylarını yudumlarken sen kuruş bile olamadın. kuruş olmaya bile değmezsin. yeni türkiye diye adlandırılan dünyanın tak çukurunun iğrenç halkı, evet sen. soruyorlardı, bu ülkenin orasına burasına kim koydu diye. aynalara yazık, utançlarından çürümeye başlayacaklar. hepiniz birden koydunuz bu ülkenin bilmem nerelerine, nefretinizi, kininizi, kibrinizi ve iğrençliğinizi kustunuz her bir sokağa, kaldırım taşına. başınıza gelmiş, ve gelecek her belayı hakediyorsunuz.
    ···
   tümünü göster