+1
Meraba panpalar.
Yillar öncesinden aynı dershaneye gitmistik kendisiyle. O zamanlar az osbir malzemem olmamıştır hani. Ufak tefek minyon tipli zütü başı sıkı bir amlı kendileri. Face de dolaşırken eski dershane arkadaşlarımı eklememden olacak, tavsiye edilenlere düştü. Birkaç kere yolda belde görmüş fakat ismini bile hatırlayamıyordum. Resmini gördüğüm an jeton düştü. Ekledim. O günkü mevcut işlerimi halledip boş zamanı yakaladığımda kolları sıvadım.
Başta hatırlamadı ufak bi kendini tanıtma faslından sonra okul sonrası neler oldu kısmınıda geçmemizle birlikte, özgüveni yerinde yapıcı ve sempatik tavırlarımla buluşma aşamasına kendinden emin arımlarla ilerliyordum. ilişki durumunu sormadım çünkü paylaşımlarından çoktan analizini yapmıştım. Ağlarımı ördüm ve herşey hazır olduğunda buluşma gününü belirliyorduk.
Bu arada benim çavuş hazır duruşa geçmişti. Uzun zamandır bir amlıyla cinsel münasebete geçmemem sebebiyle heyecanını bastıramıyordu. Abazan heycanına yakalanmayıp cool tavırlarımdan taviz vermemek için kamyonu devirip, çavuşu tokatlamam gerektiğini anladım. Bu sırada amlımız paylaştığı durumlarında mutluluğunu belirtecek ifadelere yer veriyordu. Herşeyi tamamlayıp numarasını almak için son facebook mesajımı gönderdiğimde malum patlama yaşanmıştı.
Yaşım itibariyle osbir sonrası pişmanlık yaşamıyordum. Fakat hesap etmediğim bir şey vardı. Ben yoğun bir adamdım ve bir amlıyı tekrardan başıma bela etmek üzereydim. Ve kan beynime tekrar hücum ettiğinde düşüncelerim yaklaşık 140 derece değişmişti. Kaderin yerine ördüğüm ağları parçalamak, herşeyi batırmak, olası bir cinsel münasebeti ertelemek üzereydim. Bunun üzerine. " Programıma baktımda o günlerde çok yoğun olacağım canım ya. Hatta şehir dışında bile olabilirim. Başka müsait bir zamanda görüşürüz. Bb " Tarzında bir mesaj yazmıştım. Oysa osbir rehaveti geçmeye başlıyordu. Parmağım gönder butonuna saniyede 550 kare slow motion modunda giderken, damarlarımdaki al ve akyuvarların yönüde aynı hızla değişmiş, tekrar olmaları gereken yere, uçkuruma doğru harekete geçiyorlardı. Uzaklardan, çok uzaklardan bir "hayııııır" sesi yavaşça yaklaşıyordu.
Maalesef o an gelmiş, parmağım ekrana temas etmişti. 5 saniye olduğum vaziyette kalmamla ne yaptığımı anlamam, "Hayıır" sesinin ne amaçla ve hangi uzvum tarafından geldiğini idrar etme sürecim de tamamlanmıştı... Soğuk yatağıma dönüp, kafamda düzenlediğim; iyi ve kötü yapılanlar listesini tamamladıktan sonra içim buruk bir şekilde bunları yazıyorum.
Affedin beni panpalar.
Dostunuz s.g.