0
Uzun zamandır dışarı çıkmamıştım.
Yiyecek vb. Şeyler için Murat amca karşıdaki marketi sömürürdü bende camdan bakardım.
-Adın ne ?
-Beren, senin ?
-Berkcan.
Adını söylerken yüzüme bile bakmadı.
Çok ciddi aynı zamanda çok da güzeldi.Bu dıbına kodumun kızına sanırım dokunmaya kıyamamışlar hala mis gibi insandı. ilerlemeye devam ettik. Beraber tabii.
Yürürken karşıda bir adam belirdi.
Ellerini havaya kaldırmış etrafında dönüyordu. Normal zamanda bu adam bu şekilde böyle hareketler yapsa adamın aklını alırlar giberler orda.
Bu o enfeksiyon kapmış insanlardan olmalıydı.
Yanına biraz yaklaşınca fark ettim.
gibtir bu Murat amcaydı.
Ölmemiş.
Camdan aşağı uçan ve yaşayan 57 yaşında bir adam karşımda bana bakıyordu.
Tam ona yaklaşacakken bana saldırdı.
Beren onun kafasını parçalamamış olsaydı sanırım az önce ölmüştüm.
Beren konuşmamaya devam ediyordu. Ulan o kadar adamı öldürdün dön bi küfret bari niye yaklaşıyosun diye, neyse aq.
Onun güzelliği aklıma eski bir arkadaşımı getirmişti.
Yaklaşık 9 sene boyunca aşık olduğum fakat bir türlü söyleyemediğim arkadaşım.
En sonunda söylemiş ve tokat ı yüzüme yemiştim.Bi o gün bi de bu olayların başladığı gün deliler gibi üzülmüştüm.
Neyse onları boş verelim zaten büyük ihtimalle ölmüş olmalıydı dıbına kodumun paraziti.
Hava hemen kararmaya başladı. Fakat ben daha yeni uyanmıştım, daha yeni yola çıkmıştık.
Her şey taka sarıyordu. Gerçekten…
Gündüzler bile kısaldı, sanırım 30 dakika gibi bir zaman dilimi sadece güneş çıkıyordu.
Biraz aksiyonsuz bi bölüm oldu ama olduğu kadar artık bir yerden ilerletmek lazım.