/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 201.
    0
    Bostanlı iskeleden, Karşıyaka iskeleye kadar deniz kenarından yol boyunca sigaralarıma eşlik eden dalga sesleriyle yürüdüm. Yolda geçen ve bigiblet süren insanları izlemek bana sürekli keyif verirdi. Her insanın kendi dünyasının oluşu bana hep olağanüstü gelmiştir.
    Deniz kenarında bazen oturarak, bazen adım atararak yaptığım bu ortalama bir saatlik yürüyüşten sonra saat beş’i yirmi geçerken Karşıyaka iskeleye ulaştığımı iskelenin giriş kapısı üzerinden bulunan dijital saatten anlayabildim. Oysaki hiçte bir saat geçmiş gibi değildi. Aklımda çözümünü bir türlü bulamadığım ve sürekli düşündüğüm sorular belki de bu sorulardan ziyade bu soruların korkutan cevapları zamanı algımı iyice bulandırmıştı. Oysaki iki veya üç dakikalık sapmalarla yaptığım zaman tahminleri çevremdeki insanları şaşırtmak için kullandığım muhteşem ama bir o kadar önemsiz yeteneklerimdendi.
    iskele ile çarşıyı birbirinden ayıran faytonların mekik dokuduğu o caddeyi geçmek için benden kırmızı ışığın yeşile dönmesini bekliyordum. Kısa bir süre sonra ışık yeşile döndüğünde çarşıdan iskeleye ve iskeleden çarşıya geçmek içi bekleyen insan bulutu hareket etmeye başladı. Çekirge sürüsünü andıran bu topluluk içerisinde insanın kendini önemsiz hissetmesi çok normaldi. Çarşının bulunduğu sokağının başından, ucunda doğru baktığımda sokak boyunca farklı yönde yürüye insanlar yerine farklı hayatlar görürdüm. “Şu köşede elindeki çoraplarla bekleyen adam, çocuklarına ekmek zütürmek için çorap satıyor. Bir çocuğu okula yeni başlamış belki de…” veya “Şu kadın çok süslü giyinmiş hafta içi bu saatte kocasını aldatmış, yüzündeki panik ve derin düşünceyle evine dönüyor olabilir.” “Ya şu tekerli sandalyede dergi satan kadın belki de sakat kaldığı veya sakat doğduğu için dünyaya çok kızgın ve alınmış.” Bilmiyorum!
    Cadde boyunca tanımadığım insanlara yüklediğim rolleri düşünerek yürüdüm. Bazıları zaten mutlu bazıları ise mutlu olmaya çalışıyordu. Bir kaçı zaten mutlu olamaz, bir kaçı da mutluluğu ararken hiç mutlu olmaya zaman ayırmamıştı. Ben ise birazdan yiyeceğim yarım ekmek döner ile mutlu olmaya çalışacak, bana verilen bu fani tiyatro da bir sonraki rolü bekleyecektim.
    ···
   tümünü göster