/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1 -1
    Yine aynı his , yine aynı acı; ama bu sefer daha derinden , daha bir acı.

    Aradım , mesaj attım , cevap vermedi. Açmaması gerektiğini , açıp sesimi duyunca daha kötü olacağını söyledi. Bende içimde ne varsa uzunca yazdım bi mesajda. Ama devasa bi mesaj , çok uzundu. Tüm aşkımı , tüm hırsımı döktüm oraya. işin garibi oda benden uzun bi şekilde cevapladı , oda çok uzundu. Mesaj aklıma geldiğinde hala gözlerim dolar şimdi olduğu gibi. Hikayemin orada bittiğini anladım.

    Çok haberleri geldi o günden sonra ilk hafta çok mutlular çok iyi anlaşıyolar gibisinden. Lanet ettim hepsine , birlikte aldığımız bi defter vardı Aslı'yla. Güya biz yazıp biz okuyacaktık , anı olacaktı. Beni bu hayatta yalnız bırakınca bende yalnız yazdım bu deftere. Önce tarihi tarihine neler yaşadığımı yazdım onsuz geçen günlerimde. Sonrasında 10.10.10'dan bu güne ne yaptık ne ettik günü gününe saati saatie bir hikaye gibi yazdım. Kafa fil gibi , konu Aslı olunca herşeyi hatırlıyorum. Yazdımda yazdım , bayağa birikti sayfalar defter bitmek üzere. Tabii sayfaları bizden anılarla süsledim; birlikte oturduğumuz kafenin fişi var o konudaki sayfanın arasında , bi sonraki sayfada fotoğrafımız , şakalar şukalar doldurdum. Hem hüzün hem mutluluk hemde anı doluydu defter. Çok iyiydi. işte ayrılık anına kadar yazdım defteri. En sonunda da bi veda yazısı. Bu esnada zaman geçmiş geçmiş olmuş Şubat ayı. Bu esnada hala haberleri geliyor bana; her tenefüs kavga ediyolar , hiçbir konuda anlaşamıyolar , kavgala tartışma küfür kıyamet falan. Oh diyorum , anlicaksın pişmanlığını. Şubatın 8'i falan. Aslı'yla benim aracım olan kişiden haber geldi , onunda adı Selin olsun. Selin'le buluşmuşlar o gün. Anlatmışta anlatmış beni "Ben Serhat'ı çok özledim , eskiye dönsek keşke , konuşmak istesek beni istermi acaba , off napıcam ben bu Abdül denen çocukla" falanda filan. Dedim madem öyle ben bu yazdığım defteri sevgililer gününde yollayayım vurgun olsun aklı başına gelsin. Şehir dışındayım o sıralar , kargoyla yolladım defteri buna. Ağlamış , sızlamış derbeder olmuş falan. Ama bi yanıt varmı deftere , tabiiki yok. Çocukla kavga etseler dahi yola devam. Selin'e aratmış benimle konuşması için , Selin benimle konuşuyo "Canım nasılsın" falan diye , arkada Aslı'nın sesi var. Şunu sor bunu sor diye yönlendiriyo. Telefon kapandıktan sonra da demiş ki; YGS'den sonra herşey düzelecek.

    Ben sadece beklemeye koyuldum. Ama her anımda , her olayımda Aslı var. Dayanamıyorum beyler kafaları yicem yani nereye baksam Aslı. Yani çok zor bi durum , benim yatağımın karşısındaki duvarda Aslı'nın birlikte çekildiğimiz fotoğrafları doluydu , her gece yatarken bunlara bakar uyurdum. Ama artık o duvar boş. Hatta acı olan şudur ki başımı yaslayıp uyuduğum yatakta zamanında Aslı'yla birlikte uyumuşluğumuz var , en acı olayda budur benim için zaten. Gezdiğimiz tozduğumuz yerlerden geçerken yaşadıklarımı saymıyorum bile , o ayrı bi travma.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster