0
Baştan anlatmak gerek, beni çözmeniz, anlamanız gereken her şeye, dediklerimin ne kadar anlamsızken; anlamlı kıldığını göreceksiniz.
lise öncesini anlatmaya gerek yok ortalama bir LGS öğrencisiydim. 816 puan almıştım, o zamanlar tabi; doğduğum ve büyüdüğüm bir yerdeki Kolejden %80 indirimle başladım. Hayatıma anlam katıp, başarı getireceğine inandığım bir yol olarak gördüm. Tabi sadece imaj ve gösterişe olan bağlılık öğretileri yüzünden.( Tabi bugün böyle cümleleri kurabiliyorum.)
Kolejde sıradan bir öğrenciydim, Yurt- yemekhane- dersler- etütler arasında büyüdüm geçtim sizi yormaya gerek yok.
Kocaeli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünü kazandım . Kamu yönetiminden bir farkı olmadığını; hatta açık öğretim okusam kendime daha anlamlı şeyler katacağımı düşüncesi beni kapladığında, Kopmuştum. Tam bir kopma.
Olayım eve kız atmak, gibmek, eğlence ve gezmek oldu.
Bilenler bilir, Erasmus yani değişim programıyla yurtdışından gelen öğrencileri karşılama komitesine girmiştim, gerçekten ingilizce bilen biri olarak, referans yoluyla bu işe gır gır maksatıyla tabi.
Herşey güzeldi, yabancılar, kızlar, alem keyif para pul. (Ailenin tek çocuğu olduğumu not alın.)
Okuldan mezun oldum hiç gitmememe rağmen 4 üzerinden, 2.90 not ortalamasıyla mezun oldum.
Kep atmalar, şunlar bunlar derken; KPSS illeti çıktı karşıma. Başaramadım daha doğrusu hiç ama hiç çalışamadım. Derse oturmak gibi bir saçma deyim oluştu ya; oturamadım. Dikkat toplayamama, konsantrasyon vs. gibi günümüz zırvana problemlerinden değil bu. Bildiğin canım istemiyordu çalışmak.
Sonra işe girme zorunluluğu hissettim üzerimde, toplumsal baskı. Ailem sıkıntı yapmasa da mezun olmuş adamdan hemen işe girme potansiyeli beklemek bizim milletimizin işi.
Askerliğimin tecilini 2 sene daha uzattıktan sonra başladım kovalamaya, yok iş yok. CV tamam, ben tamam ama yok. Neden yok tabi ki?
Mülakatlara gitmiyordum, üşengeçlikten değil. Hedefim yoktu, sadece iş olsun diye. Sabah kalkar, yola çıkar; mülakat yerine kırtasiyeleri, akvaryumcuları, oyuncak dükkanlarını gezerdim ve geri gelirdim.
Mezun olduğum günden 1 yıl geçti, gerçekten zorladım kendimi. Artık iş bulmalıyım diye; ya da iş kurmalıyım. E-ticaretle ile başladım; çin sitelerinden saat getirip , %200 ve fazlasıyla sattım. işe yaradı ama ne olacaktım ? zaten piyasa markalarla dolmuştu.
Sonrasında istanbul'da 2 firmada metin yazarı olarak başladım işe; tecrübesiz eleman kontenjanından. Uyum sağlayamadım birinden birine geçtim sonra kazandıklarımı yollarda yiyip tekrar baba evine döndüm.
Sonra ÖYP ( Öğretim Elemanı Yetiştirme Programı) 'ye dadandım. YDS(Yabancı Dil Sınavı)'den 92 aldım; ALES(Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Sınavı) 'ten 82 aldım okul notumun düşük olduğundan dolayı merkezi atamada atanamadım.
2014 Temmuz atamalarında da aynı sonuç karşıma çıktı . "Yerleştirilemediniz!"
Sıra isyana gelir değil mi ? Yok, isyan etmiyor bedenim; sebebi belli hiçbirine çalışmamıştım.
"Ense" tabiriyle yaşadım ki 1.5 ay öncesine kadar.
Tümünü Göster