On kadar zombinin beynini asfalta serdikten sonra yurdun içine girmiş ve demir kapıları hızla kapatmıştık. Bilal alnındaki teri silip abdest almalıyım demişti. Ona ters ters baktıktan sonra tamam mübarek tamam şuradan gidecez diyip hemen önümüzdeki büyükçe giriş kapısını ittirmiş ve açmıştı. içerisi oldukça karanlık gözüküyordu. El fenerleriyle içeriyi taradıktan sonra tasmasından tuttuğum liseliyi ilk içeri soktuk ve halı zeminde ilerlemeye başladık bilal ilkı başta ayakkabısını çıkartmaya çalışıyordu napıyon amk zombi dolu etraf çoraplamı gezecen içer de koduğum cemocusu diye kızınca olsun yurda hala saygım var mübarek siz şurdan gidin ben geliyorum hemen demiş ve girecekleri koridoru göstermişti. Koridoru geçip önde liseli arkasında biz koridorun sonundaki odaya kadar girmiştik. Koltukları olan bu odada oturup dinlenirken bilali bekliyorduk ama bilal gelmemişti. Liseliyi tasmasından çekiştirip zütüne tekme atarak gel ulan diye bilale bakmaya zütürüyordum ki kapıya asıldığımda açılmamıştı. işin ilginç yanı ise bu lanet oda kapısı çeliktendi liseliyi bir kaç kere koçbaşı gibi kullanıp kapıya vursakta bir çizik bile yoktu kapıda. Daha fazla gürültü yapmak zombileri buraya çekerdi bilal iyiymiydi acaba? Oturup beklemelimiydiler...