-
201.
0Geldiğimiz bu yer ilk detaylı gözlemimde bana sokağın sonunun denize uzandığı yazlık bir muhit izlenimi vermişti. Her villanın bahçesinin önündeki kocaman otopark kapılarının üstünde duvara sabitlenmiş en az iki güvenlik kamerası bazılarında özel güvenlik görevlileri için yapılmış prefabrik beyaz odalar dahi vardı. Bu ihtişama rağmen villaların bulunduğu sokakta en ufak bir hareket yoktu.Tümünü Göster
Tuğçe’nin hangi evde olduğunu öğrenene kadar uzun sokak boyunca volta atmak düşünebildiğim en makul fikirdi. Gösteriş yapmak için çıkmış kış güneşinin eşliğinde sokağı bir baştan bir uca turlamaya başladım. Dört-beş tur attığımda sadece yirmi dakika geçmişti. Geçen bunca zamana rağmen sokaktan geçen birkaç araba dışında hiçbir hareketlilik olmamıştı. “Zaman ne kadar da yavaş geçiyor.” diye düşünürken sokağın diğer ucunda bir garaj kapısının açıldığını duydum. Gözlerim o mesafeden hiç de net göremediğinden, yürüdüğüm yönden geriye dönerek sokaktan tesadüfi geçen biriymiş gibi ilerlemeye başladım. ilgisizmiş gibi görünmek için ellerimi ceketimin cebeni soktum ve ıslık çalmaya başladım. Islık öttürmek daha fazla ilgi çekebileceğinden, dudaklarımın arasında çıkan “Hababam Sınıfı” melodisini üflemeyi kestim.
Sesin geldiği eve daha da yaklaştığımda, bahçe kapısının arkasında özel şoför kıyafetleri giymiş bir adamın, çok güzel giyinen, ağır bir makyaj yapmış kadına ve köpeğine kapıyı açtığını gördüm. Kapı açıldığında köpek, kapının onun için açıldığının farkındaymış gibi arka koltuğa atladı. Kadın tam arabaya bineceği sırada benle göz göze geldi, bir anlığına heyecanlanmış olsam da kadın çok umursamadı ve beyaz renkli “Mercedes” arabasına bindi.
Anlaşılan arabanın çıktığı bu ev Tuğçe’nin yaşadığı yer değildi çünkü arabaya binen kadının Tuğçe’ye hiç benzemiyordu. “Belki de misafir falandır.” bu olasılığın da ihtimaller dâhilinde olduğunu bilsem de içimdeki ses bu evin aradığım ev olmadığını söylüyordu. Ben sokağın başına doğru normalden daha yavaş adımlarla yürürken beyaz Mercedes yanımdan geçti. Yürümekten yorulduğumu, sokağın başına geldiğimde geriye tekrar yürüyüp, yürümeyeceğimi düşünürken fark ettim. Sokağın ortasına gidip kaldırımda oturmak ve telefonla oynuyormuş gibi yapmak hatta birinin bana doğru yaklaştığını fark ettiğim de telefonla konuşuyormuşçasına ayağa kalkmak, önümüzdeki yarım saati geçirmek için daha az yorulacağım bir fikir gibi geldi.
başlık yok! burası bom boş!