/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 551.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=sM0XvXEt2lo cthulhu ya laf varsa giberim buraları.

    harbiden lan balıksı yaratıklar > cthulhu okyanusun derinliklerinde oradan çıkacağı günü bekler. bir bağlantı var.
    ···
    1. 1.
      +4
      @466daki videoyu izleyin video rüyalarla ve cthulhu ile ilgili. H.P. Lovecraft'ın The Call of Cthulhu adlı romanından uyarlanmış.

      adam amcasının yanına gidiyor amcası ölüm döşeğinde. amcası adama o öldükten sonra bir şeyler yakmasını söylüyor.

      Amcasının yakmasını söylediği şey cthulhu kült'ü adam da bunu merak ediyor. Bir isim buluyor yazılanlar arasında. O isim amcasının bir hastası ve bir artist. Artist çocuğa amcası demiş ki rüyalarını bundan sonra yaz, çiz ve bana getir. (bizim derinden gelen yankı da swflerle, çizimlerle hikayeyi şaapıyor) (Aynı zamanda adamın nick'i derinden gelen yankı, okyanustan geliyor olabilir. (bkz: call of cthulhu) yani)

      Artist çocuk rüyalarında cthulhu'yu görüyor. Rüyalarını amca bey ile paylaşıyor, Resimlerini gösteriyor. Artist 3 hafta sonra ortaya çıkmamaya, rüyalarını hatırlamamaya başlıyor fakat git gede daha kötü oluyor. Amca bey de yardımcı olamıyor.

      O sıralarda da dünyada garip olaylar oluyor. Şok dalgaları, garip ölümler falan filan.

      Adam notları okumaya devam ediyor. Sonra ki sahne bir arkeoloji toplantısı. Olay biraz daha garipleşiyor. Bir polis arkeologlara bir put gösteriyor ve hikayesini anlatıyor:

      Polis bir bataklıkta araştırma yaparken davul sesleri duyuyor.( bizim derinden gelen yankı da, camide duymuştu diye hatırlıyorum.) Sonrasında seslere yaklaşıyorlar ve bir kalabalığın o put etrafında şunu söylediğini duyuyorlar:

      " Ph'nglui mglw'nafh cthulhu R'lyeh wgah'nagl fhtagn " (hmm... )

      "In his house at R'lyeh, dead Cthulhu waits dreaming."

      "R'lyeh'deki evinde, ölü cthulhu rüyalanmayı bekliyor.)
      Adamların üzerine hücum ediyorlar. 47 tanesini tutukluyorlar, 5 tanesini öldürüyorlar.

      Aylar boyunca hiç olay olmuyor. Polis de olayı araştırmayı bırakıyor.

      Şimdi bizim adama geri dönüyoruz. Bizim bin araştırmalara devam ediyor. notları okuyor filan. Notların içinde bir seyir defteri buluyor. 25 martta bir gemi bir fırtınanın içine giriyor. 10 metrelik dalgalarla kapışıyorlar. Sonradan bir kara bulup onun üstüne çıkıyorlar. sonra bu adada cthulhu bu binleri kovalıyor bazıları gemiye kaçıyor bazılarını öldürüyor. Sonra geminin kaptanı gemiyi cthulhu'nun üstüne sürüyor. Cthulhu'yu yaralıyor.

      video'nun sonunda, Adamın artık deli olduğunu görüyoruz. notlarını doktoruna veriyor. ve odadan çıkmadan önce şunu söylüyor.

      "What has risen may sink
      and what was sunk may rise.
      We hear it call and await
      our inevitable doom."

      meali:

      "Yükselen şey batabilir
      ve bata şey de yükselebilir.
      Bizi çağırdığını ve beklediğini duyuyoruz, (beklemek= fhtagn)
      kaçınılmaz kıyametimizin."

      doktor apışıp kalıyor. Sonra da adam kapıdan çıkarken doktora bağırıyor.

      "Yak onları doktor! Yak onları!"
      Tümünü Göster
      ···
      1. 1.
        +2
        Şimdi biraz daha derine inelim @114'deki parça. ilk dinlediğimde sözlere pek dikkat etmedim. Biraz önce gitar çalıyordum bunun riff'i de beğendim rocksmith'e indirip bunu çalmaya başladım. Çalarken sözleri okudum ve bizim hikayeyle aradaki bağlantıları gördüm. Şarkı Japon bir panpa olan Akira Yamaoka tarafından yapıldığı için biraz anlamsız gelebilir. Çünkü bu Japonlar böyle ingilizceyle araları inanılmaz kötü bir de ingilizce şarkı yapmaya çalıştıklarında sıçıyorlar.

        http://www.youtube.com/watch?v=K2T5q8UuRj8

        tender sugar- sevecen şeker *

        I run I fall what ripped away - koştum, düştüm, söküldüm.
        check my body now - vücudumu kontrol ettim
        was it body or soul - benim ruhum muydu vücudum muydu
        the darkness fades fades to the light - karanlık ışığı solduruyor
        disappearing now - kayboluyor şimdi
        disappears from the night - geceden kayboluyor

        And all these nightmaresI once had - eskideki tüm kabuslarım
        as a child - bir çocuk olarak
        the morning always came - sabah her zaman geldi
        it came too late - çok geç geldi
        what did my mind forget - aklım neyi unuttu?
        forget to hide - saklamayı unuttu
        could be the nightmare be still awake - kabushala uyanık olabilir mi?
        I don't know - bilmiyorum

        In or out up or down - içeri veya dışarı, yukarı veya aşağı
        never know its an illusion- ilüzyonolduğunu bilmiyorum
        round and round on and on - yeniden ve yeniden
        every day spins my confusion - her gün şaşkınlığım yenileniyor

        Not again, not again, not again - bir daha değil, bir daha değil, bir daha değil

        from this dream i can t awake uyanamadığım bu uykudan
        what is real what is real what is real - gerçek ne, gerçek ne gerçek ne?
        it's getting hard for me to take - anlamam için zorlaşıyor.
        what I need, what I need, what I need ihtiyacım, ihtiyacım, ihtiyacım
        a little something I rely - güvenebileceğim küçük bir şey
        and the white sugar gently hides me - ve beyaz şeker beni gizliyor

        Oh the sweet sugar saves me -tatlı şeker beni kurtarıyor
        it's the room that confines me - o oda beni sınırlandırıyor
        confines me - sınırlandırıyor beni
        sweet sugar - tatlı şeker

        Yesterday back and forth - dün geri ve ileri
        broken door no longer opens - kırılmış kapı bir daha açılmıyor
        breaking down need it now - yıkıyorum şimdi ihtiyacım var
        mother's sugar always loves me - annemin şekeri beni hep sever

        Not again, not again, not again burayı zaten çevirdim
        from this dream I can't awake
        what is real, what is real, what is real
        it's getting hard for me to take
        what I need, what I need, what I need
        a little something I rely
        and the white sugar gently hides me

        Oh the sweet sugar saves me burayı da
        it's the room that confines me
        Tümünü Göster
        ···
   tümünü göster