1. 426.
    0
    Patronun karavana girdim. Elbette asıl patron o değildi ama buranın sorumlusu oydu. "Günaydın Halil abi" dedim hesap kitap yapmaktan sigarasını kül tablasında unuttuğu bütünleşmiş külden belliydi. "Günaydın Aysar, geç otur çay içelim" dedi itiraz etmedim çayı doldurdu. O güne kadar görmediğim j&j markalı sigarasını yaktı. Dikkattle onu izlediğimi görünce bana da uzattı. içiyor musun diye bile sormadı oysa onun yanında hiç içmemiştim. Ben de yaktım pek konuşmadık. Sevmiştim halil abiyi. Çünkü o da biliyordu anlatsam da bir halta yaramayacağını. Biraz sonra kılçık, sırma, lastik ve çizik karavana geldi selam verdiler halil abiye, sonra da çıktılar. Bana da işaret etti halil abi "ekiple tanış bakalım" dedi. Ekip ha? Gittim yanlarına tanıştık. Gerçek isimlerini hatırlamıyorum çünkü çok nadir duydum gerçek isimlerini, burada lakaplar işliyordu. En küçükleri kılçıktı incecik bedeni ile bu lakabı almıştı. Sırma, saçlarını üç numaraya vurdururdu hep, hatta berbere para vermemek adına annesi kesermiş saçlarını. Lastiğin lakabı, kapılar kitlendiğinde lunaparkta kısıldıkları o günden kalmış, parmaklıkların altından geçmiş. Çiziğin lakabı zaten sormadan anlaşılıyor, kulağından çenesine kadar gelen bir kegib izi. Kendi anlattığına göre küçükken cam kırıklarının üzerine düşmüş. Bakalım bana ne diyecekler diye düşünüyordum şimdilik herkes bana adımla sesleniyordu.
    ···
   tümünü göster