/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 151.
    0
    Yürümeye başladığımızda yağmur da hafiften atıştırmaya başlamıştı. Nasılda üşümüyordu ben bile soğuğu hissediyordum. O ise mini bir etek ve siyah çoraplaydı.
    +Nasıl üşümüyorsun?
    -Üşümediğimi kim söyledi!
    Ceketim onun vücuduna göre yeterince büyüktü rahatlıkla kendi ceketinin üstüne giyebilirdi. Boyu da uzun belki ayaklarını bile ısıtırdı. Tek sorun benim fazlasıyla üşüme ihtimalimdi. Yaz kış farketmeksizin içime atlet giyme alışkanlığım vardı. Benim değil de annemin bana kazandırdığı bir alışkanlık olabilirdi. Yine gömleğimin içine giymiştim. “Aman en fazla 5 dakika üşürsün oğlum” diyerek. Tuğçe’ye döndüm clubdan çıktığımızdan beri elele değildik.
    +Ceketimi giymek istermisin?
    -Hayır!
    Filmin birinde gördüğüm, yakışıklı başrol karakterinin tavsiyeler lisetesi aklıma geldi.
    “Piliç’e ceketi isteyip istemediğini sorma! Çıkar ve ver!”
    "Lanet olasıca Amerikan tabirleri." Kendi kendime ironi yaparak yolda yürürken aniden sırıttım. Yine de denemeye değer bir hareket olabilirdi. Hayır demesine rağmen ceketimi çıkardım ve ona dönerek.
    +Ceketimi giy yoksa donacaksın hem ben zaten çok üşümüyorum kalın giyindim.
    Mahçup olmuş bir yüz ifadesiyle ceketi giydi. Kollarını sıktığı bariz belli oluyordu. Üstündeki çift ceketle fazlasıyla komik görünüyordu, lakin haklıydım bacaklarını güzelce kapatmıştı.
    -Teşekkür ederim.
    Yol boyunca konuşmadan yürümeye devam ettik. Ben ona, o ise kafasında az sonra yapacağı konuşmanın kalıplarını oluştururmuş gibi yerdeki bordur taşlarına bakıyor ve hızlı adımlarla yürüyordu.
    Kırmızı coca-cola tabelalı kokoreççiye geldik. “Açılışa Özel Yarım ekmek kokoreç + Ayran 6 TL” Açılalı kaç sene olmuştur diye düşünürken, kapısındaki hava perdesini delerek içeriye girdik.
    -Oooo hemşerim hoş geldin!
    Kokoreççi elemanla, Ankaralı olduğuma dair bir muhabbette hemşeri çıktığımız için fazlasıyla samimi olmuştuk. Klagib ve yapmacık pazarlama harekeleri işte. Duvardaki ustalık belgesinde Konyalı olduğu yazıyordu oysaki. Zaten sürekli olarak onun dükkanın da yiyordum. Hemşeri olduğumuzu uydursa da uydurmasa da...
    +Kokoreç yermişin?
    -Daha önce hiç yemedim ama denemek istiyorum. Bir çeyrek alabirim!
    Benimle birlikteyken kokoreç yemeye cesaret etmişti. "Harika bir kız olmalıydı. Bu kadar harikaysa nasıl satanist olabilirdi? Satanistlik kötü birşey mi?
    Kötülüğe tapıp iyi olmaya çalışmak... ironilerin en büyüğü Tuğçe'ydi"
    +Remzi abi bir yarım, bir çeyrek, ,iki de ayran! Biz üst kattayız.
    Remzi abi “Anlaşıldı hemşerim var mı başka bir isteğin” dediğinde biz üst kata doğru yürümeye başlamıştık. Merdivenleri çıkmaya başlamadan asma katın lambasını lavabonun üstündeki aynanın yanından ben açtım. Az önce clubda çıktığımız merdivenlerin gıcırtısına benzer gıcırtılar senfonisi içerisinde asma kata çıktık. Caddeyi gören sonradan yapıldığı çok belli olan pencerenin önündeki iskembelere oturduk.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster