sinirden başım çatlayacak.
böyle olduğunda eski ve güzel anılarımı düşünürüm hep.
sakinleştirir, iyi gelir nedense;
bir sabah uyandık, gece nasıl yattıysak öyle uyandık sabah. bir kolum yastığın ve onun başının altında, onun sırtı bana dönük. anlatamadım yahu
http://www.imgim.com/image/l0vr6e.png/ şurada 1 numarada olduğu gibi işte.
her neyse uyandım. omzunu öptüm. birden "günaydın" dedi. "uyanmış mıydın"dedim biraz şaşırdım zaten. "uyandım da seni uyandırmak istemedim o yüzden bekledim" dedi. bunu söylerken hala sırtı bana dönüktü. bir daha öptüm omuzundan. sonra sert bir sesle "sana acıyorum" dedim. biraz afalladı şaşırdı, kekeme şekilde "ned... neden" diye sordu, birazda korkarak. " sabahları seninle uyanmak, ilk senin sesini duymak, göz kapaklarını seninle açmak, ilk senin tenini hissetmek nasıl bir duygu hiç bilemeyeceksin. sanki güneş doğunca değil de seni görünce günüm aydınlanıyor" dedim sonra tekrar öptüm omuzundan, biraz daha sarıldım. "pislik" deyip koluma vurdu hafifçe. sonra kollarımın arasından çıkmadan bana döndü. ve işte dünyanın en güzel manzarası vardı karşımda. elini yanağıma koyup " o zaman bugün kahvaltı sizden beyefendi" dedi. bende gülerek "istekleriniz benim için emirdir sahibem" dedim. gülerek öptü beni.
o gün mükemmeldi lan. çok güzeldi o gün. tekrar tekrar yaşamak isteyeceğim bir gündü.
şimdi o kadar taktan başladı ki gün anlatamam.
dipnot: hayat çok yaraktan.