egoyu durdurabilmek, \"hacı yavaş! nalıncı keseri misin mübarek! biraz başkaları öne çıksın\" demek her babayiğidin harcı değildir. aşağılardan, memelerin altından, akciyerin solundan \"herkes bana hayran olsun, beni konuşsun, nickimin altında binlerce entry olsun, birisinin sevgilisinin birasını döküp üzerine sözlükte fantazi yapıyım, anket doldurayım \'helal lan ne iyi yaptın\' desinler, karmam 1500 olsun, istatistiklerde başa oynayayım, yüzlerce hayranım olsun, popüler olayım, arkamdan donlarını fırlatsınlar... lö lö lö\" şeklinde sesler gelir. bu sesler şiddetini arttırdığında, bencil, egoist sıfatları ile damgalanırız. oysa sizce de çok doğal değil midir bünyenin kendine torpil geçmesi, lop etli kısmı kendine ayırması.
narsist derler bazen, \"ulan bizim bakkal hayri varya narsistmiş mona goyyim... seviciymiş... kendi kendiniymiş... vay puşt vay\" derler. ukala olur derler.
fazla açılartaktan rotamızı kaybetmeden şuraya bağlayabiliriz; \"hep bu egonun suçu\". biz kimiz ki kardeşim, egonun önüne çıkıcaz da \"bilader, bi daha seni buralarda görmiyim... bu mahalleden geçme\" diyebilecek. yok efendim neden \"(ara:
eksi sevgili)\" deyince yüzlerce başlık çıkıyomuş da, yok efendim burası ağlama duvarı olmuş da... e olur tabi... kusulması gereken toksit madde bu kız meseleleri... ya gelicen arkadaşın kafasını s.kicen ya da kızı kaçırıcan... bu... (bkz:
abazan insanlar ve sevgilileri /#3151159)
manitanın iyisi memişten, kalçadan, muameleden belli olurmuş. hayat arkadaşının iyisi ise anneye benzemesinden. kıza yanlışlıkla \"anne\" diye sesleniyosanız, hiç şüphe etmeden basabilirsiniz nikahı.
yanlışlıkla \"anne\" diye seslenilen bi kız ile oldukça düzeyli bir ilişkiniz olsun. ama kusmadığın bir mide ağrısı olarak da \"eski sevgili\" mağdurusunuz, o eksi kaşarı da unutamıyorsunuz. nesini unutamıyorsunuz, \"manita\" gibi kötü bir sıfatı hakeden nitelikleri unutamıyorsunuz; size vermesini, ilgi göstermesini, teninin kokusunu, çok iyi sevişmesini... vs. ayrılmış olmanıza rağmen hala size hayranlık duymasını ve de özellikle sizin için \"onu unutamadım, hala çok seviyom\" diye ağlamasını istersiniz. içinizde ona karşı herhangi bir saygı emaresi yok iken, onun sizin arkanızdan koşmasını, sizin için hala yanıp tutuşmasını istersiniz.
bu ve bunun gibi sebeblerden dolayı onunla karşılaşmak, konuşmak, dikkatini çekmek, kendinizi ona hatırlatmak, yarasını deşmek gibi sadist isteklerle dolarsınız. onunla iletişim kurmak için can atarsınız. ama gelipte biri size \"eski sevgili\" dese; \"kim? ha... o muuuuu\" der hatırlamıyormuş gibi davranızsınız.
ama diğer yandan da bu istedikleriniz kısmen gerçekleşip, onunla yolda, bi yerde karşılaşınca, hani onu \"şimdi açıklayamayacağım bir sebeblerden ötürü\" terketmiştiniz ya, işte o zütü kalkık, ukala halinizi hatırlar, iletişim kurmaz, kuramazsınız. pek tabi bu oldukça sadist bir ruh halidir. kızların gösteripte vermemesi gibi bişidir.
e o zaman insan ne tak yemeğe ilgi duyar eski sevgiliye, ne tak yemeğe iki cümlesinden birinin öznesi eski sevgilidir. sanki o kızcağızı/oğlancağızı kendi s.ttiretmemiş gibi. ya da şu an yüzüne bakmaya doyamayacağınız, üzerine titrediğiniz bir sevgiliniz yokmuş gibi. neden hala eski defterler karıştırılır, yepyeni, tertemiz, cillop gibi 120 yaprak cizgisiz harita method dururken...
işte hep ego! başta da dediğimiz gibi hep o şerrefsizin suçu!
- ayşe seviyo mu
- seviyo
- iyi o kenarda dursun... ya arzu?
- o da seviyo gibi
- hemen onu da kaldıralım... başka var mı... başka beni seven var mı... herkes sevsin, herkes hasta olsun bana... saçımı süper şekil yaptım bugün gören yok mu, süper olmuş deyin, çok yakışıklısın deyin, kız olsam verirdim deyin, babam izin verse verirdim deyin...