saatleri ayarlama enstitüsü

dili biraz eski kelimelerden dolayı ağır gelebilir ama okuyun

"lüzumsuz hiçbir şeyin peşinden koşmadım. hiçbir ihtirasın peşinde beyhude yere emek sarfetmedim. hiçbir zaman sınıfımızın birincisi veya ikincisi, hatta yirmincisi olmak istemedim."

"En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi."

"elbette birinden biri iyi gelecek ve ben de etrafımdakilere benzeyecektim muhakkak benzemeliydim. benzemezsem yaşamak çok güçtü."

"Dostumuza kendine göre bir iş bulun... Çalışmaması icap eden, ataleti müessese için faydalı bir iş... O zaman mesele hallolur."

"Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer… Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyorum."

"Bu daima böyledir. Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlerini affettiren daima öbür hadiselerdir."

hakikaten evime gitmek istiyordum artık. benim olmayan bu hayattan, bu eğlencelerden yorulmuştum. evime, bana ve benim olan şeylerin arasına, ıztıraplarıma, yoksulluğuma dönmek istiyordum.''