dün kendime söz vermiştim en az 12 saat uyumak için. nasıl olsa bi işin yok dedim kendi kendime 12 saat uyucaksın. gece 4 gibi yattım. sonra sabah 11de kalktım ve çişe gittim. kahretsin dedim daha çok var uykuma almama. wcden geldim. tekrar yattım. tam gözümü kapatacaktım ki güneş perdenin arasından çok güzel sızıyordu. gözüme gözüme vuruyordu. perdeyi az araladım ve bahardan kalma güzel havayı gördüm. iç geçirdim, belki sevgilim olsa, bu güzel hava, bu kış gününde bize lutfedilen bir hava olurdu ve gezerdik dedim. adalara bile giderdik dedim. ama sevgilim yoktu. kimsem yoktu. ve geri uzandım kendime söz verdiğim 12 saatlik uykunun geri kalanını uyuyabilmek için. gözümü kapadım. 3 dakika geçmedi kalktım. bu havayı birdaha bulamazsın çık ve insanlar ile kaynaş dedim. düşündüm gitgeller yaşadım ve kaltım. üstümü giydim. yüzümü yıkadım. evi gelişigüzel topladım. bir de çıkmadan 31 çektim. nereye gittiğimi bilmiyordum. AVM'ye gitsem mi diye düşündüm sonra dedim boşkoy tüketen ve tükettikçe varolan insanlara zaten yeterince tahammül ediyosun en azından birazcık onlardan uzak durmalısın. bari bugunluk. 1 günlük.
evden çıktım. durağa geldim. ilk gelen otobuse bineceğim ddim. ve taksim otobüsü geldi. bindim. gerçekten hava çok güzeldi. inanılmaz ama enerjik ve mutluydum. bazen öyle olur. bazen mutlu olurum. müzik dinleye dinleye taksime geldim. indim. istiklalde bir tur attım. dışarıya çok güvenmiştim ve -herzamanki gibi- güvenimi boşa çıkardı hava. ürperdim. atlasta kendime bir bere aldım. kahvaltı yaptığımı unuttuğum aklıma geldi. meydana çıktım bir tane sucuk dürüm yedim. sonra manzarayı izlemek için cihangire iniyim dedim. yürüdüm. cihangir merdivenlerinden indim. şaşırdım içen yoktu. içen yoksa, olmalıydı. cihangir parkının köşesindeki tekel bayiine girdim. 2 tane kırmızı tuborg aldım. parka oturdum. cem adrianı açtım ve istanbulu izlemeye koyuldum. köpeklerini gezdiren insanlar geçti. insanları gezdiren köpekler geçti. insanlar geçti. biram bitti ve kalktım tarlabaşı bulvarına kadar yürüdüm otobüse binmek için. otobüsüm geldi ve dedim ki kendi kendime ulan eve gidip napıcaksın. 1 bira daha iç. ex istanbul houseun yanındaki huurların yanından geçtim - huurlar cidden güzeldi ama içerdekilerin dilberay gibi olduğu aklıma geldi- 2 tane daha kırmızı tuborg aldım. ayak üstü istiklalin arka sokağında huurları ve parasıyla gibişen amcaları izleyerek biramı içtim. bitti. otobüsüme yürüdüm. bindim. eve geldim. evde yemek yaptım. ve yedim.

özet: çok yalnızım