-
1.
+2beyler gece olmuş saat 9. almışım akşamdan biralarımı geçmişim bilgisayarımın başına asosyallik tavan. bir yandan tina s. nin gary moore coverını (bkz: tina s) dinliyorum bir yandan da sözlükteyim. hop telefona bir mesaj geldi. yazan benim eski gibeçlerden felsefe öğretmeni serpil. "nerdesin. biz arka oda'ya gidiyoruz hadi sen de gel". ya dedim içimden gibtiğimine bak. ta tuzla'dan kalkıp kadıköy'e gidesim de hiç yok. öte yandan ben öyle kafama estiğinde bu gibeçlerimden birisini çağırsam sittin sene hiç biri gelmemiştir amk. ayrıca da öyle mal mal, abaza gibi koşturarak gitme olayında da tecrübeliyim. (bkz: eski sevgilim beni erkek arkadasi ile tanistirdi). kafa zaten olmuş 1500, nasıl olsa istesem de gidemem, fırsat bu fırsat köpek çekeyim bare şuna dedim. "yok gelemem la içiyom ben burda" diye cevapladım. tık mesaj geldi hemen "ya bak yanımda nurhayat var hani sana bahsetmiştim". ulan dedim nedir bu şimdi. nurhayat da iliğin allahı. ama olay ne anlayamadım. ben de yazdım "ya ikinizi birden idare edemem bu gece" cevap verdi "salak..!"
ulan durdum öyle. 10 dakka geçti geçmedi pat bir resim geldi. bunlar bir masada oturmuş, önlerinde de iki efes. ben de yazdım "ulan o ne apaçi gibi efes mi içiyorsunuz" tak bir resim daha "guinness'e geçtik" ulan nurhayat da aklımı alıyor. ya dedim "ben araba kullanamam bu kafayla siz kalkın gelin tuzla'ya çok istiyorsanız" neyse yine bir sessizlik hakim oldu. sonra tanımadığım bir numara aradı. allahtan cepte cia kurulu. hemen numara tespit edildi "nurhayat". açtım telefonu. "oo nurhayat naber kız..?". dedim. meğer serpil'in şarjı bitmiş nurhayat'ın telefondan arıyor. "hadi gel ya bak sürpriz dolu bir gece olacak".
ulan düşündüm taşındım. şimdi dedim gitmeyip de bunu birisine anlatsam "muallak olmuşsun sen oğlum derler" hay amk dedim üşenmedim giyindim kalktım atladım arabaya gittim ta kadıköy'e. zaten gitmem 1 saat aldı. vardığımda "oo kutman hoşgeldin bilmemne" ama bunların masada bir de herif. serpil'in taksim ticaretten öğretmen arkadaşıymış. fettullahçıymış ama arada içiyormuş. hay gibiym amk. herif gitmek bilmiyor. benim amacım bunları bir an önce kaldırıp serpil'in evde devam etmek ama herif uzattıkça uzatıyor. evliymiş de çocuğu olmuyormuş da karısı bunu çok kıskanıyormuş da bilmemne. kızların kafa da bir dünya kaş gözden de anlamıyorlar. en sonunda hesabı istedim. hesap geldi 285tl. mal gibi ödedim amk.
kalktık. bu fettulahçı muallak de bir türlü ayrılmıyor. yanımızda sürekli. kutman abi yok şu yok bu. tam e giberim ama ha durumu. serpil'e dedim ben bu gece dönemem sende kalıcam. gittik serpil'e. bu fettullahçı herif de geldi. serpil'in balkonda kurduk ortamı. bir ara nurhayat kalktı tuvalete gitti. kaşla göz arasında hop peşinden fettullahçı da yok oldu. ulan 10 dakika geçti, 20 dakika geçti ne gelen var ne giden. biz kaldık serpil'le yalnız. dedim ben bi tuvalete gideyim. içeri bir girdim tuvalet boş. evde ışık yok. serpil'in yatak odasına bi gittim. fettullahçı takır takır nurhayat'ı gibiyor amk. kızın kafa uçmuş. zevkten dört köşe, "ah acıyor yavaş, dur yavaş" diye inliyor. hay giberim bu işi. balkona döndüm bir baktım serpil yerlere kusmuş. geçmiş salonda sızmış. ya dedim ammmmmına koyayım bu işin ya. tam o sırada kapı çarptı. fetullahçı muallak koşar adım çıktı gitti.
ulan ne oluyor demeye kalmadı kıyamet koptu evde. Nurhayat bağırış çağırış çıktı odadan. neymiş ona tecavüz etmişim. polis çağırılsınmış. ya dedim "kızım sen manyak mısın. ben serpille balkonda oturuyordum sen o fettullahçı çocukla çektin içeri gittin". yok ne "sertaç asla öyle bişey yapmazmış" zaten kesin benmişim hatırlıyormuş. o sapık bakışlarımı hiç unutmayacakmış. serpil desen tam dut. oğlunun adını hatırlamıyor.
beyler uzun lafın kısası şu anda tutuksuz yargılanıyorum. ne yapayım ne edeyim bilemedim en iyisi size sorayım dedim. sizce ben ne yapmalıyım..?
başlık yok! burası bom boş!