1. 26.
    0
    ne zamandır aklımdaydı, bugün dedim şöyle iki ödev arası bi reha erdem filmi patlatayım da havamızı bulalım, ortam şenlensin. açmaz olaydım. öncelikle anlaşılmayacak bir gibim yok filmde arkadaşlar. hayatında iki kitap okumuş, sanatla ucundan kıyısından birazcık ilgilenmiş ortalama bir insan bile filmde neler döndüğünü çok rahat anlayabilir yani. cidden anlamayanlar varsa da onların amlarına koyum artık yuh beyler oha.

    yorumuma gelince ilk yarım saatte zaten yaratılan bütün semboller çözülüyor. delilikle dahilik arasında gelip giden bir ermiş ve onun sonradan içine düştüğü ve kapalı muhafazakar yerleşim yeri, baskısına alışılmış ve onunla yaşamanın kabullenildiği halkı giblemeyen devlet algısı, farklı hayalleri olan ve halinden hiç memnun olmayan öğretmen, açgözlülüğün temsilen de miras için babalarını bile gömmeyen "evlatlar", kesilen hayvanların çığlıklarının yarattığı travmalar, kasvetli soğuk hava, kendisi gibi olduğu düşündüğü neptünle olan hayvaları andıran cilveleşmeler vs vs vs uzaaaaar gider. filmin geri kalanı o yarım saatin sürekli döngüsü şeklinde. o yüzden baydı. orda burda bloglarda başyapıt muhteşem falan diyen huur çocukları yüzünden beklentim yüksek açtım filmi ama öyle bi şey yok.

    genel kültür niyetine izleyin
    ···
   tümünü göster