0
— Hey, aslına bakarsan. Eğer birgün ortaya çıkarsa, hatalarını telafi
edebilecek fırsatı yakalamış olur bence. Bu kadar yıl geçmesine rağmen kimse
onun yarattığı silahın nasıl bir çalışma biçimine sahip olduğunu ve durumu
tam tersine çevirecek bir şansımızın olup olmadığını bilmiyor.
— Haklısın fakat... Ortaya çıksa bile çok fazla yaşayacağını sanmıyorum, hatta
şu anda bile yaşadığını sanmıyorum.
— Seni anlıyorum Emily, dediğim gibi.. Hala hiçkimse onun neler yaptığını
anlamış değil. Çok yaklaştığını hissedenlerin bile aslında hiçbirşey
bilmediklerine inanıyorum... Dünyayı daha farklı bir şekilde değiştirebilecek
kadar zeki biriymiş baban...
— Peki sen?
— Ben ne?
— Çalışmalarınla ilgisi var mı bütün bu söylediklerinin?
— Ne gibi?
— Bilemiyorum... Uzun zamandır birşeyler üzerinde çalıştığını biliyorum. Başka
ne hakkında olabilir ki?
— Haklısın, işler hayal ettiğim gibi gitmesede biraz araştırma yapıyorum o
konuda.
— Aslında çalışmalarını görmeyi çok isterim Mercan...
— Zaten bunu çalışma odama girmenden anlayabiliyorum.
— Bak, özür dilerim ben gerçekten sadece eve bir göz atıyordum...
— Ah, sorun değil. Şaka yapıyorum. Tabiki görebilirsin çalışmalarımı.
— Teşekkür ederim. Hadi o halde.
Mercan Emily'i evinin sürekli kilitli olan depo bölümüne zütürdü. Kapının
anahtarını boynuna kolye olarak asmıştı. Yavaşça kolyeyi çıkartıp anahtarı
kilide soktu. Kapıyı açmadan Emily'e döndü ve;
— Tepkini gerçekten çok merak ediyorum.
Mercan çalışmalarının bulunduğu deponun kapısını hafifçe araladı. Emily içeri
girdiğinde gözlerine inanamamıştı. Deponun dört duvarını da kaplayan
raflarda en ufak bir yer bile kalmamıştı. Büyük metal bir çalışma masasının
üzerinde açık bırakılmış masa lambası vardı. Masanın üzerindeyse, bir
yapışkanın çeşitli yerlerinden kopartılmış doku örnekleri vardı kavanozların
içinde. Duvarlarda yapışkan anatomilerini gösteren kocaman resimler ve
çizelgeler vardı...
— Umarım bu gördüklerin seni rahatsız etmemiştir Emily.
— Bu işi bu kadar kafaya taktığını bilmiyordum Mercan...
— Kimsenin bilmemesi en iyisi.
— Bana bu kadar güvendiğini de bilmiyordum...
— Senin de bana bu kadar güvendiğini bilmiyordum...