ezgi elini sıka sıka kalkmış yerden. ofise doğru yola koyulmuşlar. yolculuk sırasında serhat belki 10 kere elindeki ne diye sormuş kavga etmişler. en son cenkle beraber ellerini bileklerini sıkıp avucunun içindekini zorla almışlar. gördükleri şey çok eski sapsarı bir kağıtta arapça bir yazı. ofise geliyolar ve hemen başka departmanlardan arapça bilen birini aradık. az biliyomuş sadece "v" ve "a" harflerini okuyabildi. sonra kağıdı bizden hocaya zütürüp okutmak üzere aldı. ezgi o gece kan çanağı gözlerle herkese bağırığ çağırarak dolandı durdu. normalde o kadar sessiz sakin hanım hanımcık bir kızdır ki, bana 1 ay o öğretti işteki her şeyi. o kadar sabırlı ve güler yüzlü birisidir. birisiydi. o geceyi o olayla atlattık. sonra diğer akşam oldu yine aynı kadro ofisteyiz. herkes ezginin odasına sürekli girip çıkıyor durumlar ne alemde diye. kontrol amaçlı gidip geliyoruz. yanında çalışan merve de korkmuş durumda çünkü. biraz da muhabbet edip ortamı yumuşatmaya çalışıyoruz derken