+1
-1
insanı cinsî hazzın elinde oyuncak gören, inancı reddeden, şuurlu hareketi ve iradeyi kabul etmeyen, karamsarlık korkusu ve ümitsizlik aşılayan Freud 1856, Avusturya doğumludur. Yahudi bir ailenin çocuğu Freud, antisemitik bir çevrede büyümüş, belki de bunun etkisiyle Siyonist olmuştur.
Bunalımlı çocukluk ve gençlik yıllarıyla şekillenen ruhi yapısı, insanlardan intikam alma eğilimi ve cinsi sapıklığıyla birleşmişti. Hipnoz ve terapiyle başladığı hekimliği esnasında müşterileri sosyete ve gece hayatı müdavimleriydi. Bu esnada Anna adındaki nörotik hastanın teferruatlı tetkikini yapmıştır. Hastalığın sebebinin bastırılmış cinsi duygulara dayandığını iddia ederek bunu kendi hastalığıyla birleştirip bütün nörozlara şamil kılar. Daha ileri gidip sağlıklı insanlarda bile olduğunu ileri sürer.
Bu teoriye göre insanların bütün davranışları, çocuğun anneye bağlanması, nöroz ve pgibozların sebebi cinsî istekler ve bastırılmasıdır. Halbuki bunlar kontrolü olmayan metodlardır ve bilimsellikten uzaktır.
Varsayımlara dayanan Freud çalışmalarında gereksiz ayrıntılarda boğulur; bu haliyle olmayanı buldum hissine kapılır. Tarihte birçok felsefeci kendi tecrübelerini, saplantılarını, komplekslerini bir görüş olarak ortaya atabilmiştir.
Neslin devamı için zaruri olan cinselliğin muhakkak ki önemi vardır ve rahatsızlıkları olabilir ama Freud bunu bütün ruhi hastalıklara sebep olarak göstermiştir. Ona göre sadece iptidai insanların ruh sağlığı yerindedir. Çünkü cinselliklerini hiçbir baskı altında kalmadan yaşayabilirler. Bu tez antropologlar tarafından çürütülmüştür. Yanlış da olsa bu iddialar, Allah inancı olmayanlar tarafından sahiplenilecektir. Freud 40 yaşına geldiğinde ölümden son derece korkan biri olarak karşımıza çıkıyor. Dostlarından ayrılırken “Bir daha görmeyeceksiniz!” diye vedalaşır.
özet amk: Son tezi “ölüm içgüdüsü” olmuştur, hayatın gizli gayesi ölümdür. Belki de dilinin cezası olarak çene kanserine yakalanmış, 1939’da Londra’da ölmüştür.