+49
-25
amk, hacı dedem modadan anlamaz, yozgat sorgunun köyünden çıkmış, hala köydeymiş gibi giyinen, tarzı modern evimizle tam zıt çağlar öncesinde kalmış demode bir heriftir. zütlü ve göbeklidir, hep aynı şeyleri giyer. yeşil kumaş pantolonu, bir tane siyah yaz kış giydiği suni deriden süveteri var, kafada yeşil örgü takke, köstekli saat taşır, ışid gibi sakalı var, hacıyağını hayatından eksiltmez. takma dişleri yemek vakti dışında genelde bardaktadır.
ağır şeker hastasıdır bir de bu yavşak
geçen öğlen yemeğinde bir araya geldik amk. gittim bu yavşağa 1 kilo tulumba tatlısı aldım. dedim sana benden kıyak zühto, nenem görmeden yumul tatlıya. amk tatlıya bir yumuluşu var görmeniz lazım, sanki kana susamış bir vampir. ben de arada tatlıdan alıyormuş gibi yapıp yemiyorum. böyle böyle yedirdim buna bol şerbetli bir kilo tulumba tatlısını.
kombiyi de sona kadar açtım, zaten dışarda hava sıcak. evin içi oldu gölgede 39 derece.
sonra ikindi namazı için abdest almaya gitti bu, bir süre sonra terden sırılsıklam olmuş içeri girdi. arada da başım dönüyor filan diyo, dedim yaşlısın ya ondandır. morali bozuldu yavşağın.
neyse ben çıkıyom dedim, bluetooth hoparlörü de koltuğun arasına koydum. vakit geldi bu seccadesini filan koydu salona, tam namaza başladı,
verdim telefonla amenoyu, çük kadar hoparlörden çıkan sese inanamazsınız. amk içerden paldır küldür bir ses geldi.
herif bayılmış seccadeye şimdi tütün kolonyası ile ayıltmaya çalışıyorum.