1. 351.
    0
    Berke'ye telefon açtım "kanka biraz moralim bozuk bi şeyler içelim mi?" dedim adam tereddütsüz "geliyorum kanka gelince anlatırsın" dedi. Ben minibüs duraklarına gidip onu beklemeye başladım üç sigara sonra geldi. Barlara doğru hem yürüdük hem anlattık ve biz bara girdik alt katta yer yokmuş üst kata önden ben çıkıyorum arkamda berke var. Yağmuru gördüm yanında eslem ile yağmurun eski sevgilisi umut vardı. "Berke yağmur var" dedim bir anda beni tuvalete çekti ne olduğunu anlayamadım ama sonra mesajlarını gösterdi yağmur Berke'ye "evdeyim bitanem bugün dışarı çıkmıyorum" yazmış hem de mesajın üzerinden yarım saat bile geçmemişken tesadüfen onları barda bulmuştuk. Berkeyi sakinleştirmeye çalıştım ama hışımla kapıdan çıktı boynundaki yağmurun aldığı atkıyı çıkardı masaya bıraktı "çok güzel yalan söylüyorsun dinleyecek başka birisini bul artık" dedi ve merdivenlere yöneldi arkasından yağmur " berke dur" dedi ama durmadı ben de kendi olayımı unutmuş berkenin peşinden gidiyordum sokağa çıktık arkamızdan önce yağmur sonra eslem geldi biz hızlı adımlarla yürüyorduk ama arkamızdalardı. Berke durdu ve "yağmur gibtir git seni daha fazla dinlemek istemiyorum" dedi ama yağmur bu söze rağmen hala arkamızdaydı. Yağmur bana baktı "aysar lütfen konuşur musun" dedi "ben bu olaya karışmam berke ne karar veriyorsa o. Çünkü sana güvendikçe beni haksız çıkardın" dedim evet intikam bu hemde istemeden elime geçmişti bu fırsat. Daha fazla dayanamadığım için alışveriş merkezinden içeri attım kendimi arkamdan berke de geliyordu ama yağmurla konuşmaya başladılar ben de içerden izliyordum ki eslem içeri girdi ayakta zor duruyordu ama içtiği biranın kokusunu alabileceğim kadar bana yaklaştı. "konuşabilir miyiz" dedi acıyarak baktım ve "konuşacak bir şeyimiz yok" dedim. "yağmur, berkeyi gerçekten seviyor" dedi hala sallanıyordu belki parmağımın ucuyla dokunsam domino taşı gibi devrilebilirdi. "eminim seviyordur" dedim. "neden benimle artık konuşmuyorsun" dedi artık kendisi de ayakta duramayacağını anlamış sırtını kolona yaslamıştı "o savunduğun arkadaşın böyle daha iyi olacağını söyledi" dedim ama hiç yüzüne bakmadan konuşuyordum "sence daha iyi bir halde miyim?" dedi istemsizce nasıl göründüğüne baktım simsiyah giyinmişti fakat sol bileğine düğümlediği sarı bez parçası, aşağıya doğru gün kızıllığı şeklinde yayılan kurumuş kanla gülümsüyordu. Sorusununu duymazdan gelerek "bileğine ne bağladın" dedim ilgili gibi davranmamaya çalışıyordum ama beni rahatsız etmişti ve bu sırada göz ucuyla cam kapının dışındaki berke ile yağmura bakıyordum. Eslem bileğindeki bezin düğümünü çözdü ve bileğindekş bıçakla çizilmiş bir düzine kırmızı izi gösterdi. "sen hala aptal bir çocuksun" dedim sanki ismimi koluna yazdırmış gibi umursamaz bir tavırdaydım ama içten içe sinirlenmiştim berkenin yanına çıktım zaten onun da yağmurla konuşacak bir şeyi kalmamış. Arkamdan yetişen eslem çoktan yağmurun yanında yerini almış gidişimizi izliyorlardı. Bir yanda aryanın umursamazlığı bir yanda berkeye ayarladığım kızın yediği haltlar ve diğer bir yanda iplemez bir tavır aldığım ama içten içe vicdan azabı duyduğum eslem. Böyle bir gecede içmezsek ayıp olur.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster