-
51.
0 starbucks'a ilk gidişimde yalnızdım.. biTümünü Göster
rezillik çıkarsa mal gibi kalmayayım, ben
aslında bu ortamların adamıyım ama
dalgınlığıma geldi mantığıyla sağ elime
adidas poşeti (içinde posta
gazetesi ),sırtıma da nike çanta aldım. (çakma). işportacıdan 2 tl'ye aldığım
iphone benzeri beyaz kulaklığın teki
kulağımda, diğeri ise sol göğsüm
üzerinden sarkıyordu. sesi de sonuna
kadar açmıştım ki züt olursam ya ses çok
yüksekti anlayamadım moduna girebileyim diye.. çok yoğundu.. sıra bana
geldiğinde kasiyer ne istersiniz dedi..
sırada bulunduğum yaklaşık 5 dakikalık
süre zarfında kasiyerin arkasındaki
duvarda bulunan içecek reklamlarındaki
yabancı kelimelerin söylenişini kendimce düşünüp bulma gayretindeydim.. sırada
önümdeki herkes moka moka diyordu..
ben de cool adamım lan ben, herkesin
içtiğini içmem formatına girip elimdeki
poşete, toplam değeri 10 tl bile olmayan
sırtımdaki çantaya ve kulaklığa güvenip başka bir içecek söyleyecektim...
'frappicino' yazan ve ne gibim olduğunu
bilmediğim içeceği söyleyecektim. ve sıra bana geldi.. kasiyer: ne istersiniz? ben: fırapi'k'ino ... .. ?? o an starbucks'taki kasiyer bana öyle
baktı ki aha dedim yarraa yedim.. o 1
sn.lik bakışı bana 1 saat gibi geldi..
starbucks'un o kafa giben entel müziği ve
kasanın fiş çıkarma sesi durdu ve herkes
bana bakıyordu sanki.. ben ise bu en kötü senaryoya hazır olduğum için
yüzümün kızarıklığını minimuma
indirmek amacıyla 2 hafta sakal bırakmış
ve o sırada güneş gözlüğü takıp, kafama
şapkayı geçirmiştim.. gibi tuttuğumun
diğer göstergesi olan yutkunma olayını da gizlemek için mayıs ayında boğazıma
atkı dolamıştım.. ..derken kasiyer ; -frappi'ç'ino istiyorsunuz, isminiz neydi dedi. ben de -sorry? dedim. kasiyer tuhaf bi şekilde tekrar mimik
modlarına girerek: -your name pls dedi. ben de ufakken annemin zorula izlediğim
maria mercedes'teki adamın ismini
söyledim nedense. nasıl bir bilinç altıysa
dıbına koyim.. -my name is leonardo.. kasiyer: seven lira seventy five pls. dedi.. ben de ödeme yapmak için kredi kartımı
uzattım. tam kartı kasiyer aldığında o an
kart üzerinde ismail yıkılmaz yazdığını
gördüm.. ve bank asya karıtımı aldı
kasiyer.. hem adım leonardoydu hem de üzerinde
ismail yıkılmaz yazan bank asya kartı
uzatmıştım kasiyere.. kasiyer tekrar bana
tuhaf tuhaf baktı.. ben de durumu
giblememek için kulaklığımdaki müziği
dinleyip sakız çiğnemeye devam ediyordum.. çalan müzik de mp3 player'a
nereden girdiyse mna koyim adaşım
ismail yk'dan bas gaza aşkım bas gaza
şarkısıydı.. şifreyi girip yan tarafa geçtim içeceği
beklemek için.. ve 1 dakika sonra elemanların
bulunduğu bölümden bir ses geldi.. - mr. leonardo... evet bu bendim.. artık bambaşka biriydim.
yabancı olmuştum. adım da leonardoydu..
her tarafından kıl fışkıran patates kafalı
bir leonardo ile ilk kez karşılaşmışlardı
buna eminim.. derken içeceği aldım ve dışarı doğru yol
aldım. kapıdan tam çıktım ,kapı önünde
şöyle bir yudum alayım dedim, o sırada
yan taraftaki mağazadan yüksek bir
düşme sesi geldi ve içeceği ağzıma
yüzüme bulaştırdım.. acayip tırsmıştım sesten.. geri döndüm ve starbaucks'taki
bana içeceği veren elemana; afedersiniz peçete var mıydı dedim.. 30 saniyede türkçeyi aksanıyla sökmüş
bir leonardo olarak karşılarındaydım
artık.. ve bana tam yanınızda dedi... peçeteyi alıp hızla uzaklaştım, sinirden bi
gibime benzemeyen içeceği de en
yakındaki çöpe attım.. eve gittim, çanta ve poşeti yere
bıraktıktan sonra dolabı açıp bir su içtim..
hay mna koyim dedim su gibisi yokmuş..
başlık yok! burası bom boş!