+3
Ağrı'dan bir öğretmenin çığlığı
Ağrı Patnos'ta sınıf öğretmenliği yapıyorum. Ben çocuklarıma öğretirken onları eğlendirmek, eğitirken de onlara
yaşamı sevdirmek istiyorum. Ancak, bulunduğum bölgede ailelerin çok büyük maddi sıkıntıları var. Ben kendimce
yardım etsem de yeterli olamadığım için sizlerden, değerli büyüklerimden küçücük isteklerim olacak.
Ağrı'dan, yeni keşfettiğim bu topraklardan hepinize merhaba. Ben Ege'nin bereketli topraklarında, zeytin ağaçları,
uçsuz bucaksız deniz ve dünya tatlısı insanları arasında doğan, bozkırın gün ışığı Ankara'da okuyan ve şimdi ise
Ağrı Patnos'un Kazanbey köyü Kazanbey ilkokulu'nda namı diğer Kazana'da görev yapan bir sınıf öğretmeniyim.
Bu satırları yazmaktaki amacım sınıfımdaki daha 1. sınıf öğrencilerimin, elmaslarımın, ilk göz ağrılarımın sesini
sizlere duyurmak.
Onlar öyle masum öyle temiz ki, inanın hayattaki tüm sıkıntılarımı unutturuyorlar bana.Bir gülüşleri yetiyor dünyayı
unutmaya.
Siz değerli büyüklerim benden çok daha iyi bilirsiniz fakat içim içime sığmıyor burada.
Her gün "Ne yapsam, neyi nasıl öğretsem?" telaşı ve heyecanı sarıyor beni. Uyuyamadığım geceler bile oluyor. Bu
ne büyük sorumlulukmuş!
Vicdan ile öğretmenlik sözcükleri neden hep birlikte kullanılıyor ve hep birbirlerini çağrıştırıyormuş şimdi daha iyi
anlıyorum. itiraf etmeliyim ki başlarda çok korktum.
Çünkü ülkemin bilmediğim topraklarında, kültüründe, bilmediğim bir lisan ile insanlar bana çocuklarını emanet ettiler.
Korktum...
Onlara sahip çıkamamaktan, iletişim kuramamaktan korktum. Ama bir şey oldu. Aynı dilde konuşamaz
anlaşamazken, birden oldu üstelik...
Ben onları sevdim, bana emanet ettikleri çocukları çok sevdim. Bu sevgi tüm korkuları, sıkıntıları unutturdu bana.
Gurbette o sınıf benim ailem oldu. Hepsi çocuklarım oldu. Bir gün Serman adlı çocuğumun babası geldi okula.
Bana uzun uzun baktı ve "Hoca, sen eli öpülecek insansın. Çocuğum kimseyle konuşmuyordu ama şimdi
konuşuyor, okuyor. Okula gelmek için can atıyor, seninle gurur duyuyorum" dedi.
O gün anladım ki bu meslek benim yaşamımın anlamı olacaktı.
Şimdi tek amacım öğrencilerime iyi bir gelecek sağlamak.
Hepsini elimden geldiğince iyi bir sınıf ortamında okutmak.
Ben çocuklarıma öğretirken onları eğlendirmek, eğitirken de onlara yaşamı sevdirmek istiyorum.
Ancak, bulunduğum bölgede ailelerin çok büyük maddi sıkıntıları var.
Ben kendimce yardım etsem de yeterli olamadığım için sizlerden, değerli büyüklerimden küçücük isteklerim olacak:
Kalem, silgi, defter, karton, resim kağıdı, boyalar (pastel, kuru, sulu, parmak boyaları), elişi kağıdı, makas, 67 yaş
grubu çocuklar için okuma kitapları vb. kırtasiye malzemelerine sınıfımızda çok ihtiyacımız var.
Sizlere Ağrı'dan, günün erken ışıyıp erkenden karardığı topraklardan sesleniyoruz. Biz 33 kişi 1B sınıfı olarak
sizden yardım bekliyoruz...
Size şimdiden teşekkür eder, mutlu sağlıklı günler dileriz...
Naide Bekiroğlu/ Kazanbey ilkokulu 1B Sınıfı PatnosAğrı
Ülkemizin cesur, merhametli, vicdanlı, gerçek öğretmenlerinden birinden gelen bu çağrıya, umarım herkes
gönlünden kopan küçük bir yardımla katılır.
Belki birkaç arkadaş, dost toplanıp da bir koli hazırlayabilirler.
Sonuçta istekler öyle kimsenin bütçesini sarsacak şeyler değil. Bir çocuğu sevindirmek, mutlu etmek çok kolaydır
aslında.
Tümünü Göster