1. 26.
    0
    oraki göçten - istekli gezginliğe
    1950'lerden önce insanların derdi yerlerinden yurtlarından zorla göç ettirilme korkusuydu ya da göç ettirilmeleriydi. daha sonra daha iyi kazanma koşullarını sağlayacak ülkelere ve bölgelere doğru göç başladı. zoraki göçler tabi ki hala devam ediyor. ama kabuk değiştiren dünya sayesinde bu hızla azalmakta.
    modern insanın sorunu ise minimal ihtiyaçlarını yanına alıp, dünyanın çoğu yerini görmek ve gezmek oldu.
    (şöyle söyliyim; 1950'den önce savaşmak için, savaş yüzünden ya da ekonomik nedenlerden dolayı zorla bir başka ülke görmüş her yılki insan sayısı ile bugün turistik, eğitim, iş için bir başka ülke görmeye giden sayısı bence birbirine çok yaklaşmıştır)

    kölelik
    18.yy sonunda fransız ihtilalinin etkisi ve ardından 19.yy sonunda iç savaş sonrası amerika birleşik devletlerinde köleliğin kaldırılması artı kısa süre içinde zencilere seçim hakkı verilmesi ile dünyada kölelik kavramları alt üst olmaya başladı. medya gücü avrupa'nın afrika'da uyguladığı vahşi kölelik fotoğrafları çok etkilerini göstermeye başladı*
    tüm tek tanrılı dinlerin ilahi kitaplarında onlarca kölelikle ilgili kanun olmasına rağmen bu dinlerin en katı kuralları ile yönetilen ülkelerinde bile kölelik azalmaya ve yok olmaya yüz tutmuş durumda. bu dönemlerden önce hür insanların bile köleye dönüşme derdi vardı.
    modern insanın derdi ise tabi ki modern kölelik olan çalışma hayatı. para insan oğlunu gönüllü köle haline getirebilmekte. lakin ikisi mukayese edilmez.

    açlık
    dünya büyük açlıklar çekti. avrupa'nın sanatla ve bilimle bu kadar uğraşmasının altında ucuz gıda patates'in amerikadan avrupaya gelmesinin büyük rolü olduğunu söyleyen çok kaynak var. çin'de yaşanan bir açlık sonucu binlerce ölen insan askeri kamyonlarla taşınırken, amerika bunun büyük bir savaş hazırlığı olduğunu zannedip teyakkuza geçmişti.
    modern insanın derdi açlık değil tabi ki. bunu food belgeselini izleyince anlıyorsun. ülke büyüklüğünde hayvan çiftlikleri, kıta büyüklüğünde mısır ekilmiş alanlar... gdo sayesinde batıda etin fiyatı 2 dolar - 2 öroya kadar düşmüş durumda. hidistan-çin bu nüfusunu besleyebiliyor, toplu açlık ölümlerini afrika dışında pek duymuyoruz. somali'de düne kadar açlık çeken çocuklar, türkiye'nin büyük gayretleri sonrasında yollarda top oynayacak hale geldiler, örneğin.
    modern insan artık tat derdinde. farklı tatlar peşinde. sağlıklı ürünler istiyor. ani ölüm yaratmadığı için gıda katkı maddeleri yasaklanmıyor, modern insan bunları dert ediyor mesela. daha detaylı bilgileri şuradan alabilirsiniz*
    batı bile şu anda organik gıda sağlıklı ama besin değeri düşük diye ortaya atılan birkaç araştırma yüzünden çalkalanmakta.

    eğlence
    eğlenmek insan oğlunun genlerinde var. sıcacık evinde, küçücük çocuğunla bile insan saatlerce eğlenebilir, onu güldürebilir o seni güldürebilir. lakin yetenekli bir kişinin, sırf senin için komik bir şeyler düşünmesi, günlerce buna hazırlanması, büyük bir profesyoneller ordusunun çalışması sadece elit bir grup için geçerliydi. tiyatro yüzyıllardır var, insanalar eski çağlardan beri bir ateşin etrafında çalıp şarkı söylüyor ama benim bahsettiğim şey daha beyni gıdıklayan - daha profesyonelce şeyler.
    sinema ve televizyonun keşfi bu profesyonel eğlence anlayışını dünyanın he köşesine, en fakir, en dip hanelere kadar taşıdı. internet coşturdu.
    modern insanın eğlence problemi doyumsuzluğu, seçeneklerin çokluğu arasında yaşadığı kaos. birbirlerinin eğlence anlayışlarına karşı anlayışsızlık. ve en önemlisi bu eğlence anlayışının yavaş yavaş özel hayatı yok edecek kadar içine girmesi.

    inanç
    çok katı kuralların uygulandığı ve dini tekelinde tutan insanların çok olduğu bir dönem bence sona ermek üzere. daha az ibadet edildiği aşikar. modern insan artık daha kendi hür iradesiyle inancını yerine getiriyor. inançlar tek tip iken, artık herkesin birbirinden farklı bir inanç şekli oluşmuş durumda. şu an dünyada bir inanca mensup bin kişi alın ve inancını sorun herkesin farklı bir cevap vereceğine eminim. matbaanın keşfinden önce, ya da luther'den önce ne biliim, bu topraklardan bahsediyorsak atatürk'ten önce bu böyle değildi. herkes aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyordu.
    modern insanın bu konuda derdi kendi inancına sahip insanların yaptığı olumsuz hareketler. bunları kendi inancı ile bir türlü örtüştürememesi. okudukça, öğrendikçe, gördükçe, ritüellerde bulunan her yalanın canını acıtması. salt dinin kendisi için demiyorum, buna yürekten inanan biri bile örneğin inandığın şeklin ilk hali değilde zamanla değiştirildiği hali olduğunu öğrendiğinde bile bir boşluk, bir cam kırılması, bir öfke, bir acı duymakta...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster