/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 101.
    0
    28.09.1998 Pazartesi

    Perşembe akşamı futbol topu ile bir arada maç oynarken epey yorulmuştum. O günden bugüne sol göğüs kafesimde hep şiddetli ağrılar hissettim. Kalbimdeki ağrıları hissettikçe korkmaya başladım. Aklıma hep kötü düşünceler geldi. Burada hasta olursam, ya bana kötü bir şey olursa diye korkuyla Pazartesiyi bekledim. Bugün hastaneye gidebilmek için dilekçe verdim. Akşam üstü ağrılarım kendiliğinden geçti. Bugün Mustafa Ağabey'i tahliye ettik. Sabah sayımında hepimizle vedalaştı, helalleştik ve alkışlarla özgürlüğüne kavuşmuş oldu. Koğuşumuza üç-dört gün öncesi diğer koğuştan yeni arkadaş geldi. Araçlıymış, adam yaralamadan tutuklanmış, ileri tarihte mahkemeye çıkacak. Bugün için mevcudumuz onaltı kişi. Arkadaşlarımın tamamı hakkında çok görüş sahibi oldum. Kimler için neler düşünüyorum aktarayım. Paşalı Yıldız, kimseyi incitmeyen, hoşgörülü, dini konularda üstün bir bilgisi olan ağabeyimiz. Aynı zamanda koğuş mümessilimiz. Hüseyin Kahraman, Her konuşmasının sonunda değil mi, öyle değil mi kelimesini kullanarak bir baskı imajı yaratmakta. Atatürkçülüğü benimseyip, kürtlüğü savunmakta olan, eli açık, cömert bir arkadaş olmasına rağmen, kendi düşünceleri olan, sadist birisi olarak görmekteyim ismail Şerbetçi, koğuşumuzun göbekli dayısı. Ağır vücuduna rağman aksatmadan her sabah spor yapan bu dayımıza ben kırgınım. Ziyaretine gelen yeğenine parasını verdiğim halde gazete aldırtmadığından kırgınım. Diğer bir yönüyle iyi bir insana benzemekte. Yunus Çoban, meydancımız olup, yerli mahkumların grubunda aşçılık yapmakta. Kalender bir arkadaş. Her cuma günü ziyaretçilerden gelen nevalelerden bizlere de tattırmakta. Elvan, konuşmalarını pek anlayamıyoruz. Hızlı ve peltek konuşmakta. Domino oyununda yenilgiyi hazmedememesine kızıyorum. Kendi halinde birisi. Bülent Leylek, bu vatandaşa istediğini verirsen senden iyisi, vermezsen de senden kötüsü yok. Onun-bunun arkasından konuşmasına kızıyorum. Hırsızlık suçundan yatmakta. Burada da geceleri uyumayıp, dolapları kurcalamakla meşgul birisi. Teni de acayip kokmakta. Nevzat Çelik, yaşının gereği gibi davranmamakta. Herşeye maydanoz olduğundan, sudan bahaneler bulduğundan kimse hoşlanmamakta. Her lafının altında mutlaka belden aşağı veya argo kelimeler kullanmakta. Radyoda oyun havası olduğunda yerinde duramayan bu ağabeyimiz çok güzel oyun oynamakta. Kendisine hayranım. Tek başına yemek yiyen bu vatandaş, buraya geldiğimden beri sürekli menemen ve yumurta yemekte. Korkarım bağırsakları yumurta sarısı bağlamıştır. Midilli, koyu Fenerbahçeli. Beraber voleybol oynarız, yemek yapar yeriz, maket işleriyle uğraşırız. Atatürkçülüğü benimsemeyişinin dışında efendi bir arkadaş. Bir de midesi ağrımasa herşeyi yiyip içeceğiz. Yine de yiyip içiyoruz. Ahmet Ağırbaş, yılların eskitemediği mahkum diyoruz. Otuz yıldır hapis yatmaktaymış. Gündüzleri uyur, geceleri hep kitap okur. Yemek ortağı ibrahim de koğuş değiştirince, yumurta ve menemene talim etmeye başladı. ismet Çelik, yemek saatlerinin haricinde sürekli boncuktan Maşallah yapmakla meşgul, sakin birisi. Lütfi Bayraktar koğuşun ihtiyar delikanlısı. Dişleri olmadığından konuşması pek anlaşılmamakta. Mevzu açıldı mı çenesi susmak bilmiyor. Biraz da bencildir. Bir şey istediğimizde olsa bile yok demekte. Gerçi beni şu ana kadar geri çevirmedi. Nevzat Baltacı hesapta koğuş ağası gibi gözükmekte. Bence insanlığı sıfır. Sadece kendi grubuyla diyalog halinde. Konuşması da kaba ve kalın sesli. Gurbet mahkumlarına bir yakınlık hissetmemekte. Diğer arkadaşlar yeni geldiklerinden kendilerini tam tanımadım. Mustafa Akgül egoist, bencil, fesat, ne dersen de. Tipik birisi. 75 günden buyana tahliye oluşuna bir gün kala çayını içmek nasip oldu. Dolabındaki çayını şekerini alıp zütüren adamdan ne beklenebilir. Hesapta Allah yolunda namaz kılmakta.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster