/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 101.
    0
    11.09.1998 Cuma

    Salı akşamı 12:00-08:00 nöbetçisi gardiyan Hidayet, koğuşumuza gelip, bizlerle bir müddet sohbet edip çay içti. Şakalaştık. Koğuştan çıkarken yanına yaklaşıp kapıyı kilitleyecek olduğu zaman, yanımızda kimse yokken, Hidayet Bey! Malumunuz, sizler de evlisiniz. Evlat sevgisi nedir bilirsiniz, sizi sezinleyebildiğim kadarıyla kıyak bir arkadaşa benziyorsunuz. Düştük gurbet ele, çoluk çocuk, eşten ayrıyız. Özgürlüğümüz kısıtlı, senin nöbetinde beni telefonda ailemle, çocuklarımla görüştürür müsünüz? Bu iyiliğinizin altında da kalmam dedim. O da, sabah erken kalk, saat yedide de konuşursunuz dedi. Aksine sabah yedide de kalkamamıştım. Nöbeti saat 08:30’da teslim etmesi gerekirken, o gün nöbetten geç çıkmıştı. Bir ara boşluk bulup ziyaret mahalline geçerek, kimsenin göremeyeceği bir şekilde duvar dibinde telefon numaramı ve söylemesi gerekenleri bir kağıda yazıp ve yedi yüz elli bin lirayı kağıdın içine koyup verdim. O da Cuma veya Cumartesi sizi görüştüreceğim demişti. Artık Cumayı bekliyordum. Bugün içinde 08:00-16:00 nöbetçisiydi. Ve bugün tüm ziyaret boyunca kulağım hep telefondaydı. Her telefon çalışında bu telefon bana diye içimden bir sevinç geçiyordu. Havaların çok sıcak oluşu ve ziyaretlerin kalabalık olması, Hidayeti bunaltmış olacak ki, koğuşumuza elini yüzünü yıkamaya geldiğinde, abi ne oldu, görüşebildin mi , evime haber uçurdun mu dediğimde, ne acele ediyorsun, görüştüreceğiz işte deyip, beni terslercesine bir tavır takınmıştı. Tamam abi, sen kızma, işini bilirsin diyordum. Bugünü de telefon beklemekle akşamı yapmış oldum.
    ···
   tümünü göster