0
Arkadaşlar, on iki kişisiniz. Altı kişiyi Ovacığa, altı kişiyi de Araç’a teslim edeceğiz. Araç komutanı olarak başınızda ben bulunuyorum. Yolculuk esnasında şikayetiniz olursa iletin. Şimdiden bir sorununuz varsa söyleyin diye konuşma yaptı. Kimsenin bir sorunu çıkmadığından, bahçedeki askerler tarafından eşyalarımız ve üstümüz didik didik arandı. Çantalarda bulunan çamaşır deterjanı, şampuan, jilet, ayna ve hapların hepsini toplayıp, bunların arabada, yanınızda bulunması yasak, indiğiniz yerde sizlere iade edeceğiz dediklerinde sebebini öğrenmek istedim. Komutan, bunlar yasak çünkü, bazı mahkumlar yolculuk esnasında kendini jiletliyor, deterjanı suyla karıştırıp içiyor, problem yaratıyorlar. Biz sizleri buradan nasıl sağ - salim aldıysak, gidecek olduğunuz yere de sizleri sağ - salim zütürmek zorundayız diye açıkladı. Bizler de ikişer kişilik gruplar halinde, birimiz sağ elinden, birimiz de sol elinden kelepçelendik. Dosyalarımızın üstüne de boyumuz, kilomuz, vücudumuzdaki yara, iz ve dövme olup olmadığı sorularının cevapları yazıyordu. Herhangi bir firari olayda başına polise ve jandarmaya kolaylık olsun diye eşkallerimiz de belirtilmişti. Grubumuzun üst ve çanta aramaları tamamlanıp, geride kalan diğer grup arkadaşlara Allah kurtarsın diye Metris Cezaevi’nden ayrılmak üzere, ceza ve tutuk evi ring aracına bindirildik. ( Ring mahkumların, aynı güzergah üzerinde, çeşitli il ve ilçelerdeki cezaevi nakli sırasında, üç-dört aracın birlikte hareket etmesine deniliyordu. ) Arabanın sağına altı, soluna da altı kişi oturarak, çöp poşetinden oluşan çantalarımızı, diğer deyimle torbalarımızı da yanımıza alarak orta yerde dizlerimizin arasında topladık. iyice sıkışmıştık. Bu uzun yol nasıl bitecek diye hepimiz mırıldanıyorduk. Komutan, tekrar yanımıza gelip, bir isteğimizin olup olmadığını sorduğunda ben, parmak kaldırıp söz aldım. Komutanım, yolumuz kaç kilometre? Saat kaç gibi orada oluruz? Su, yemek ve tuvalet ihtiyaçlarımızı nasıl gidereceğiz? dedim. Bolu - Düzce, Kaynaşlı’da mola vereceğiz. Tüm ihtiyaçlarınızı orada karşılayacağız diye cevapladı. Arabanın ilk bölmesinde şoför ile komutan, orta bölmesinde bizler, son bölmesinde de tam teçhizatlı beş asker vardı. Askerlerden birisi, bölmeli kapıyı üstümüze kilitledi. Hareket ettiğimizde akşam saat 17:30’u gösteriyordu ve böylece sevk yolculuğumuz başlamış oluyordu.
Tümünü Göster