0
Saat 00:30 Blok gardiyanı gelip, sevkçiler hazırsa kapıda toplansın diye bağırıyordu. Koğuş arkadaşlarımla tek tek vedalaşıp, öpüşüp, helalleştim. Bizim bloktan üç kişi daha kapı önüne sevk için gelmişti. Merdiven başına toplanan diğer mahkum arkadaşlar bizleri yol etmek için toplanmıştı. Onların tempolu alkışları içerisinde kapıdan çıkarken, bizler de Allah sizleri de kurtarsın diye yüksek sesle bağırıp, alkışlar arasında bloktan ayrıldık. Bu tempolu alkış her sevk ve tahliye olana yapılıyordu. Bütün sevkçiler açık ziyaret bahçesinde toplanmıştı. Baş gardiyan elinde listeyle gelip, ismen ve gidecek olduğum yerleri tekrar yeniden okuyup, gelip gelmeyenleri de kontrol ediyordu. Kırk iki kişi olduğumuz söylendi. Sevk yerleri Karabük - Ovacık, Sinop merkez ve Ordu - Ünye’ydi.
Saat 16:00 olmuştu be herhangi bir hareket yoktu. Kimimiz öfkeli ve sinirliydik. Karnı acıkanlar, koğuştan temin ettikleri ekmek, zeytin, peynir, domatesle açlığını yatıştırıyordu. Ben de çok acıkmıştım. Yanımda da nevalem yoktu.
Cuma günleri avukat günü olduğundan E - 2 Blok mümessili Yılmaz Ağabey avukatının yanından çıkmış, koğuşa giderken camdan bizlere bakıyordu. Kendisini bizim koğuşa gidip gelirken tanımıştım. Yılmaz Ağabey E - 6'danım. Bizim mümessile söyleyiver, karnım çok acıktı, bana bir şeyler gönderirse çok memnun olurum dedim. Yarım saat sonra gardiyan ismimi okuduğunda, elindeki çantayı bana verip, bunu Ömer Bey gönderdi deyip, kendisine teşekkür ettim. Çantaya iki tane süt, iki paket bisküvi, bir ekmek arası zeytin, peynir, domates ve unutmuş olduğum hamam havlusu konulmuş. Ekmeğin yarısını yiyerek açlığımı yatıştırdım. Gardiyanların eşliğinde beşer kişilik gruplar halinde tuvalet ihtiyacımızı da gideriyorduk. Saat beşe doğru jandarmalar gelip, başlarındaki astsubay, Eflani’ye gidecekler buraya, Ünye’ye gidecekler bu tarafa toplansınlar diye komut vermişti. Askerler, çantaları tek - tek, kişileri de tepeden aşağı arayıp, ikişer gruplar halinde mahkumların ellerini ( birini sağ elinden, diğerini sol elinden ) kelepçeliyorlardı. Tek kalan olursa o da çift elleri önden kelepçeleniyordu. Hazırlanan grup, sıra başına gidiyordu. Başka bir astsubay gelip, Kastamonu - Araca gidecekler yanıma gelsin dediğinde etrafına altı kişi toplanmıştık. Karabük - Ovacık mahkumları da sol tarafıma dizilsin dediğinde onlar da altı kişiydi.
Tümünü Göster