0
Kapişonlu hırkaların ucunda olur, plastik bir cisim. Ağzımda onu gezelerken bir yandan da çizgi film izliyorduk. Hatta yanımızda anneannem de vardı. Ben izlediğim bu çigi filme bir an dayanamayıp gülmüş, ağzımda gevelediğim bu şeyi de bir anda yutmuştum. Nefes boruma kaçan bu cisim anneannemi pek etkilememiş, beni de çok sarsmamıştı. Bir-iki dakika boyunca sırtıma aralıklı vurmuştu. Bir süre sonra öksürmeyi bırakınca anneannem de vurmayı kesmişti. Nefes borumda tam dört gün boyunca bu cisimle gezdim. Dördüncü gün yengemlerdeki altın gününe annem beni de yanında zütürmüştü. Genelde altın gününe gelen bütün akrabalarımız yanında kızını, oğlunu getirirdi. Ev hanımları tarafından yapılan yarım saatlik muhabbeti ev sahibinin kekleri, börekleri, çayları ve kısırları tatlandırmıştı. Diğer veletler de benim gibi nasipleniyordu bu ikramdan. O gün, yengemin misafir odasındaki yemek masasının yanına oturmuş, dayımın iskambil kartlarıyla vakit geçiriyordum. Onlar gibi fal bakmasını bilmesem de, kendimce bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Güne gelen kadınlardan birinin tek bir lafıyla ortam bir anda sessizliğe gömüldü. Odada on saniye kadar gömülü kalan bu sessizliğin yaratıcısı Nevin Abla'ydı. Neyimiz olur, kimin nesidir bilmem ama bu eve geldiğinden beri susmak nedir bilmiyordu. Yarım saattir sürekli farklı yönlere dönen bu muhabbetin sahibi Nevin Abla, var olan, olmuş ve olabilecek bütün konular hakkında bilgi sahibiydi. Hatta bu özelliğini o kadar çok belli ediyordu ki, aralarındaki tek bekar oydu. Kurabiyeye konması gereken kabartma tozunun miktarını en iyi bilen bu kadın, uzunca süre gömdüğü bu sessizliği, yavrum o ses senden mi geliyor sorusuyla tekrar diriltmişti. Kime dediğine aldırış etmediğim halde annemin bana seslenerek Nevin Abla'yı işaret etmesi, sorunun ikinci kez yinelenmesine neden olmuştu. Evet dedim. Yapmasana çocuğum dedi. Bir şey yapmıyorum ki diye cevapladım. Dalga geçtiğimi düşünen Nevin Abla sinirlenmişti. Çıkart ağzından o düdüğü dediği anda annem, kafamda yanan ampulü görmüş olacak ki, geçen gün yuttuğum cismi gülerek anlatmaya başladı. Nevin Ablanın kızgın bir halde annemi azarlaması ortamı iyice germişti. Yengem, dayımı arayıp bir an önce gelmesini istedi. Sebebi belliydi. Nefes boruma kaçan bu cisim, nefes almamı kısmen engelliyor, ağzımdan ıslık gibi hafif bir uğultunun çıkmasına neden oluyordu. Ve bir an önce tıbbi müdahale gerekiyordu.
Doktorun, babama yan yatsa ölebilirmiş dediğini hatırlıyorum en son. Nevin Abla hayatımı kurtarmıştı.
Tümünü Göster