+1
iş yorucu fakat bir açıdan da zevkliydi. çalışanların hepsi iyi çocuklardı ve gırgır şamata derken iş geçiyordu. her müşteri kalktığında hemen koşup masayı siliyor, yeni servis açıyordum. müşteri olmadığında dışarda çay-sigara yapma hakkımız vardı.
fakat işte hoşuma gitmeyen bir noktayı farketmeye başlamıştım, cafenin sahibi murat abi çok cimri ve paragöz bir insandı. kalkan müşterilerin tabaklarında kalan patatesleri yeni müşterilerin tabaklarına ekliyor, bahşiş bırakıldığında kameradan takip edip bahşişi istiyor, en ufak hatada çalışanlara sövüyordu. bu arada cafe'ye gelen tiki kızlar ve öküz sevgililerine ise dikkat etmemeye çalışıyordum, para verdikleri için insanı aşağılamaya çalışan oç tiplerdi hepsi...
gün sürerken, ebru adındaki garsonun beni dikkatle süzdüğünü farkettim. arada karşılaştığımızda gülümsüyor, bakışlarımız sürekli keşisiyordu.
ebru, trabzonlu, 22 yaşında bir kızdı. hafif kemikli bir burnu, yeşil gözleri, dolgun dudakları ve siyah saçları vardı. vücudu zayıf ama dolgundu.
bana olan ilgisini fatkettiğimdrn beri, arada sırada kalçalarına bakarken yakalamıştım kendimi.