1. 101.
    0
    hemen hemen 7 sene önce tanıştım house ile. almanya'da akrabalarımlaydım, iki üç bölüm izlendiğini hatırlıyorum fakat sezon 2'nin finali tek net hatırladığım bölümdü

    --spoiler--
    adamın gözünün, taşaklarının şişmesi vesaire
    --spoiler--



    o vakit hoşuma gitmişti, merakımı uyandırmıştı. fakat izlemek kısmet olmamıştı hiç. ta ki geçen yazın ortalarında karar verip izleyene kadar. başta o bölüme kadar izlemek istedim, ama ikinci sezon finaline denk geldiği için çok etkiledi beni. sonra devamı geldi işte.



    --spoiler--
    hep derim hayatta spoiler'dan daha çok nefret ettiğim bir şey varsa o da yanlış spoiler'dır. ben de yediğim bir spoiler'dan dolayı house'un kanser olup öleceğini düşünerek izleyenlerden biriydim. üstüne ekşici bi bin yüzünden "i'm dead wilson" sözlerini duymuştum. wilson'ın kanser olduğunu öğrenince iki katı üzüldüm bu yüzden. house ölsün wilson ölmesin dedim hatta.

    house son bölümde patlama içerisinde kaldığında "böyle ölmemeliydi" dedim... bir şekilde gelecekti, wilson'ı kurtaracaktı, kendi hayatı çöpe gidecek bile olsa. ki geldi... son sahneye kadar house'u öldürüp wilson'ı yaşattım. fakat kankalar motorlarına atladığında anladım ki her ikisinin de hayatı 5 ay sonra öyle ya da böyle sona erecek.

    dizilerden filmlerden etkilenmeyen odun bir insan olmasam ağlardım...
    --spoiler--
    ···
   tümünü göster