0
Jus: Alın bunu.
Beni kollarımdan tutarak zütürdüler. Bir yandan ağlıyor bir yandan anırıyordum. Annem de arkamdan geliyordu. Babam arkadan Justin'e bağırarak bir şeyler söylüyordu.
Babam yanımıza geldi. Tofaş - Şahin marka arabamıza bindik. Tam gaz eve gittik. Ben hala ağlıyordum.
Jas: Justin buraya gelecek. Gelecek, gelecek, gelecek. Justin buraya gelecek. Benden özür dileyip gidecek.
O sırada eve geldik. Yandaki evde oturan küçük kızlar beni gördü.
Kızlar: Deli, deli, Justin gibsin seni diyorlardı.
Jas: Döverim valla yok olun lan.
Evde biraz oturdum. Sonra dayanamayıp Justin'in evine gittim. Kapıyı çaldım.
Jus: Parolayı söyle.
Jas: Ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış.
Jus: Doğru, dedi ve kapıyı açtı.
Jus: Offf be yine mi sen?!
Jas: Justin ama dinle benim hiç sevgilim olmadı. Sana "aşkım" diyebilir miyim?
Jus: Hayır!
Jas: Neden?
Jus: Sana ne be kadın, diyip bana bir tokat attı.
Jas: Bana vurdun. O sandık varya o sandık...
Jus: Asıl o sandık varya o sandık, diyip beni dışarı attı. Kapının önüne oturdum ama bana ettiği küfürleri duyabiliyordum. En sonunda "Yeter duymak istemiyorum!" diye bağırdım...