1. 376.
    0
    sonuç:
    "... fakat bu prensipleri (chp ilkeleri), gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz.” diyen atatürk’ün aslında ne demek istediğini özetlersek:

    1. atatürk, bu sözü, chp ilkelerinin değişebilir, zamana, hayata uygun ilkeler olduğunu daha iyi vurgulamak için “anlam güçlendirici” olarak kullanmıştır. bu onun yöntemlerindendir.

    2. üstelik kutsal kitaplar, hele islamın kutsal kitabı kuran gökten inmemiş, allah tarafından indirilmiş/ilham edilmiştir. bu konuda “zumer süresi-1”de “kuran’ın allah tarafından indirildiği” ifadesi vardır, ancak kuran’ın “gökten indirildiği” ifadesi, daha doğrusu “gök” ifadesi yoktur. çünkü zaten islam göre allah gökte değildir. “allah insana şah damarından daha yakındır, allah her yerdedir.” allah’ın gökte olduğu inancı eski pagan dönemlere (islam öncesi zamanlara) ait bir kavramdır. örneğin, eski türklerde tanrı’nın gökte olduğunun düşülmesi ve “gök-tanrı” ifadesinin kullanılması gibi. yani atatürk haklıdır, kutsal kitaplar, hele kuran “gökten” inmemiştir. bunu düşünmek atatürk'ün dediği gibi "sanmaktır", "sanrıdır".

    3.“kitapların dogmaları” ifadesi de çok doğru bir kullanımdır. çünkü “dogma” sözcüğü “değişmeyen kurallar” anldıbına gelmektedir. bilindiği gibi kuran da sonsuza kadar değişmeyen, değişmeyecek bir kitaptır. atatürk, sadeleştirilmiş haliyle, "bizim prensiplerimizi değişmeyen kuralların yer aldığı kitaplarla asla bir tutmamaldır" derken, kendi prensiplerinin "değişkenliğine" vurgu yapmış, devletin değişmeyen değil, değişen, dünyevi kurallarla yönetileceğini anlatmak istemiştir. yani din ve devleti ayırmış, laiklik vurgusu yapmıştır. atatürk bu sözüyle dinleri, kutsal kitapları değil, "sanmak" diye adlandırdığı yanlış kutsal kitap algısını ve doğru ya da yanlış algılanmış "değişmez din kurallarının" (dogmaların) devlet yönetimine egemen olmasını eleştirmiştir.
    4. atatürk, ölümünden yaklaşık bir yıl kadar önce bu kısa cümleye adeta o büyük dehasını saklamış gibidir. nereden bilebilirdi cahil bırakılmış, dinle kandırılmış gelecek nesillerin onun bu kısa cümlesinde saklı dehayı görmek yerine bu cümleyi anlayamayacağını, hatta çarpıtacağını...

    görüldüğü gibi atatürk, inansın, inanmasın, az inansın, çok inansın günümüzün dindar geçinen atatürk düşmanlarından çok daha fazla islam dinine ve o dinin kutsal kitabı kuran’a hakimdir. atatürk düşmanları müslüman türk insanının algıda seçiciliğine, derin bilinç altına hitap ederek, atatürk’ün 1937 meclis konuşmasını cımbızlayıp, o konuşmada geçen bazı ifadelerini bütün cehaletleriyle çarpıtarak “atatürk’ün dinsizliğine kanıt” olarak göstermişlerdir. ancak ne demişler: yalancının mumum yatsıya kadar yanar. yatsı vakti beyler!...

    ah atatürk’ümüz ah! nelerle uğraşıyoruz! bıraktığın eserin anldıbının ve kıymetinin farkında olmayan cahil “din istismarcıları” senin sözlerini çarpıtıp, sana nasıl iftiralar atıyor!ah!..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster