tüm tabular yıkılıyor

... devam ediyorum

yakın arkadaşlarımdan biri bana bir halk dansları derneğinden bahsetti. 1 yıl boyunca bir dans ve koreografi üzerinde çalışıp bir oyun çıkarıyorlar, yaz gelince de yurt dışındaki festivallerde bu oyunu sergiliyorlarmış. adam lazımmış. 3-4 tane yakın arkadaşımla birlikte katıldık bu derneğe. 1 yıl çalıştık ve sonunda mini bir avrupa turu yaptık. mini'den biraz daha küçük olabilir. her neyse. daha önce bahsettiğim kazık yeme olayı da bu yıl gerçekleşti. 9. sınıflardan bi kıza yazmıştım. cevap vermemişti. birkaç ay sonra 10. sınıflardan bi lavukla çıkmaya başladı kız. çok zoruma gitmişti kızın bana bir şans bile vermek istememesi. neyse bu fazla uzun sürmedi. böyle şeyleri kafaya fazla takan bir insan değilim. o yaz çok iyi bir tatil geçirdim. henüz reşit bile değilken bir grup yakın arkadaşımla birlikte yurt dışına çıktım. önceleri hayal bile edemezdim bunu. hayatımın dönüm noktalarından biri olarak görürüm bunu hep. bir diğer dönüm noktasını da anlatmayı unutmuşum. futbolu çok severdim ama hiç yetenekli değildim. hep stoper oynardım. şu bildiğimiz kalas defanslardandım. emre aşık gibi, ümit özat gibi canlı bombaydım adeta. kankam basketbolu daha çok severdi. ben ise nefret ederdim. 10. sınıftayken basketbolu denemeye karar verdim. meğerse benim bu oyunu oynamam gerekiyormuş. ilk başlarda tabi ki beceremedim ama çalıştıkça ne kadar yetenekli olduğumu anladım. ciddi anlamda basketbolu iyi oynuyorum. her neyse. ellerimin topla bol bol haşır neşir olmasından dolayı futbolda da kendimi kaleci olarak denemeye başladım. hani sizin şu "2 gol sonra çıkarım" diye kaçmaya çalıştığınız kalecilik var ya. işte onu zevkle yapmaya başladım. gönüllü kaleci olur maç boyu kalede kalırdım. bildiğin kalecilikten zevk alıyodum amk. üstelik fena bi kaleci de değildim. reflekslerim iyiydi. bu şeyler bana zevk vermeye, beni ciddi anlamda eğlendirmeye başladı. hayattan zevk almaya başladım. ta ki...

to be continued...

okuyan var mı bu arada :D okumasanız da yazıcam dıbına koyim. bunları ilk defa anlatıyorum çünkü.