1. 1.
    +1
    Vanuatu'nun tarihöncesi dönemi belirsizdir, arkeolojik kanıtlar adaya 4000 yıl kadar önce Avustronezya dillerini konuşan insanların geldiğini gösterir. MÖ 1300-1100 yıllarına tarihlenen çömlek kırıkları bulunmuştur.

    Vanuatu takımadası Avrupalılar tarafından 1606 yılında Portekizli kaşif Pedro Fernandes de Queirós'un ispanyol imparatorluğu adına gelip Espiritu Santo adasını keşfetmesi ile bulunmuştur. Terra Australis veya Avustralya'ya vardıklarını düşünen kaşifler, ulaştıkları yeri La Austrialia del Espiritu Santo (Kutsal Ruhun Güney Toprakları) olarak adlandırdı. 1768'de Louis Antoine de Bougainville adaları yeniden keşfedene kadar Avrupalılar geri dönmediler. 1774'te, Kaptan James Cook, adaları Yeni Hebridler olarak adlandırdı, bu ad bağımsızlığa kadar kullanılmaya devam etti.

    1825 yılında tüccar Peter Dillon, Erromango adasında sandal ağacı varlığını keşfetti. Bu, adalara 1830 yılında göçmenler ile Polinezyalı işçiler arasında gerçekleşen bir çatışma ile biten bir göçmen akınını başlattı. 1860'larda, Avustralya, Fiji, Yeni ispanya ve Samana Adları'ndaki sömürgeciler, işçi talebi yüzünden "blackbirding" adını verdikleri bir işçi ticaretini başlattı. Bu ticaretin zirve noktasında, pek çok adanın erkek nüfusunun yarısından fazlası adalar dışında çalışmaktaydı. Parçalar halinde olan kanıtlar, adaların günümüzdeki nüfusun keşif öncesi nüfuslarından büyük oranda daha az olduğunu göstermektedir.

    19. yüzyılda Katolik ve Protestan misyonerler adalara geldi. Pamuk üretimi yapmak için arazi arayan yerleşimciler de geldi. Uluslararası pamuk fiyatları çökünce, çiftçiler kahve, kakao, muz ve en başarılısı olan Hindistan cevizine yöneldiler. ilk başlarda, Avustralya'dan gelen Britanyalılar adalarda çoğunluğu oluşturmaktaydı, 1882 yılında Yeni Hebridler Kaledonya Şirketi'nin kurulmasından sonra ise, Fransızlar adaya gelmeye başladı ve yüzyıl sona erdiğinde adalarda Britanyalıların iki katı Fransız nüfus oluştu.

    Adadaki Fransız ve Britanya çıkarlarının birbirine karışması, adaların iki ülkeden birinin topraklarına katılması isteğini doğurdu; fakat 1906'da Fransa ve Birleşik Krallık adaları birlikte yönetmek üzere anlaştılar. Fransız-Britanya Kondominiyumu olarak adlandırılan bu eşsiz yönetim, sadece mahkemelerle birbirine bağlanan iki farklı yönetimden oluşuyordu. Melanezyalıların iki güçten herhangi birinin vatandaşlığına girmesi ise yasaklanmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster