1. 26.
    0
    türkler ertesi gün de kampın etrafında atlarını dörtnala sürüp bizanslıları savaşmak için tahrik etmeye devam eder, üstüne yakınlardaki bir nehrin kontrolünü de ele geçirir ve bizans ordusunu susuz bırakırlar. o arada tamis isimli peçenek kumandanın emrindeki lejyoner alayı (kimi kaynaklara göre 1000 kişi kadar, attaleiates sayı belirtmiyor) türklerin tarafına geçer ve bu da bizans ordusunda büyük bir endişe yaratır. uz ve peçenekler türk asıllı olduklarından yaşam tarzları da türklere benzemektedir, hepsinin düşman tarafına geçeceği korkusu ordunun iyice moralini bozar. gündüz aydınlığından yararlanan bizanslı piyadeler, okları yayları kuşanıp kampı taciz eden türklere saldırır ve kampın etrafından bunları uzaklaştırırlar.

    imparator da bir an önce çatışmayı kesin bir sonuca vardırmak ve türklere kampın hemen önünde girişmek istemektedir ancak çatışmaya girmek için ahlat'a yolladığı, kendi elindeki ordudan daha büyük olan ve ön saflarda savaş tecrübesine sahip askerlerden oluşan kuvvetlerin geri dönmesini beklemektedir. bu yüzden de savaşı erteler, ama sonunda bunların önüne büyük bir engel çıktığını düşünüp ertesi gün elindeki askerlerle savaşa girmeye karar verir. bir yandan da ahlat'takilerin en geç ertesi gün varacağını umut etmektedir, lakin bunların başındaki rezil generalin, düşmanın imparatora saldırdığını duyar duymaz büyük bir korkaklık örneği sergileyerek bütün o orduyu alıp mezopomya üzerinden bizans topraklarına kaçtığından haberi yoktur. (kimi kaynaklara göre ahlat'taki kuvvetlerin başındaki general doukas hanedanının adamıdır ve yannis doukas'tan aldığı emre riayet ederek fırsatı yakaladığı anda romanos'u ortada dımdızlak bırakmak üzere kaçmıştır.) attaleiates 'korkak herif ne efendisini, ne de görevini umursamıştı.' diye bahseder bundan.

    (bu doukas sülalesi lannister'lardan beter. alayı hain ve pgibopat. yannis doukas denen oç ise joffrey'den daha pgibopat manyağı teki, ama onun gibi mal değil tam bir şark kurnazı.)
    ···
   tümünü göster