0
SURiYE
herhalde insanların bu olaylar başlarken olayların sıçramasından en çok korktukları ülke burasıydı. çünkü burada çok fazla etnik grup ve oyuna dahil olması beklenen çok fazla büyük oyuncu vardı. bir tarafta iran ve rusya koruması altındaki alevi bir oligarşik yapı. diğer yanda suriye den oldu olası nefret eden türkiye, israil,ve batı. türkiye su meselesi kürt meselesi derken suriye ile yıldızı hiç barışmamıştı. israili bölgede herhalde en çok uğraştıran ülke gene suriyeydi. filistinlilere iran suriye üzerinden silah gönderiyordu. esad da israili kuzeyde uğraştırarak filistinin bir anlamda israil tarafından yutulmasını geciktiriyordu. bakarsanız israile çevresinde suriyeden başka kendisine düşman ülke bulamazsınız. ürdün vs. tamamen israil kontrolünde olan ülkelerdir. bu ülkeler sünni oldukları halde filistin meselesinde israil saflarında yer alırlar. kendi tahtlarının koruma endişesi altında olan ürdün kralı abdullah yakın zamanda gerçekleşen israil hava saldırısında bile suçlu olarak haması işaret etmişti. türkiye için ise suriye de arap baharı ile birlikte gelen sünni siyasal islam mutlaka suriyede başarılı olmalıydı aksi takdirde bu "yeni osmanlıcılık" fikrinin asla gerçekleşemeyeceği anldıbına geliyordu. üstelik suriyede halkın büyük kısmı sünniydi. yani gerçekleşmemesi için hiç bir sebep yoktu. batı içinse bu iran a yapılacak en büyük darbe olarak görülmüştü. suriye nin de sünni eksene kayması iran'ı bölgede yalnızlaştıracak ve bu durumda israil 'e bölgede rahatlaması anlamı katacaktı. ancak işler umdukları gibi gerçekleşmedi.
esad boş biri değil. yanında baba esad döneminden beri sovyet rusya ile girdiği iyi ilişkilerden kalma rusya ile bir müttefiklik durumu söz konusuydu. ve itikat birliği ettiği iran gibi asker deposu bir ülke vardı. diğer ülkelerde olduğu gibi aynı senaryo üzerinde olaylar başlamış ve kısa sürede durum savaşa dönüşmüştü. esad , baba esad döneminden kalma bombala ve sustur yöntemini kullanmış bu iş ters tepmişti. sünni halk bu duruma tepki gösterdi ve büyük bir esad karşıtlığı baş gösterdi. bu durumdan gene en çok yararlanan el kaide oldu. ilk başlarda öso içerisine sızan örgüt savaşın kendilerine dönmesiyle kendini öso dan soyutlayarak savaşı tek başına sürdürmek istedi. kendine karşı çıkan kim varsa ister esad ister öso olsun aynı tepkiyi verdi. durumun vehametini ilk fark eden rusya oldu. Rusya, esada silah ve asker desteğinin yanında bm güvenlik konseyinde veto hakkını kullanarak esada karşı oluşacak uluslararası bir gücün oluşmasını da engellemiş oldu. bu süreç iran'ın olaya dahil olmasında büyük zaman kazandırdı. iran yaklaşık 40 bin devrim muhafızını ırak üzerinden suriye ye gönderdi ve esadın şam ve çevresinde tutunmasını sağladı. hatta bu 40 bin askerin ırak üzerinden suriye ye geçmesi ırak başbakanı maliki nin de sonunu hazırlamış oldu. bugün ırak taki durumun asıl nedeni de bu durumdur. şii maliki kendi üzerine gelen sünni baskı karşısında iran desteği almaktan çekinmedi. bu sayede kendisi de rahatlayacaktı. esad bugün ayaktaysa iran 'ın gönderdiği bu devrim muhafızları sayesinde ayaktadır. bu saatten sonra zaten suriye de tam bir kör dövüşü başladı. ne esad çevresindeki öso baskısını kıracak kadar güçlü ne de öso merkezli suriye muhalefeti esadı şam dan dışarı çıkaracak kadar kuvvetli. yaşanan bu kör dövüşü iki tarafı açıkçası güçsüz bıraktı. ve bu durum her zaman olduğu gibi el kaide nin işine yaradı. işid denilen örgüt yeni bir örgüt değildi. tıpkı el nusra gibi el kaide kökenli suriye de savaş başladığından beri varlığını sürdüren bir örgüttür. bu kadar güçlenmesinin sebebi de esad ve öso arasındaki bu kör dövüşün ta kendisidir.
işid'in karşı çıkan herkesi öldür mentalitesi suriye başta olmak üzeri bölgede büyük bir kaos yarattı. savaşın ırak a sıçraması ve kuzey de varlığını sürdüren kürt bölgesini tehdit etmesi duruma bambaşka bir anlam kattı. durumun kötüye gittiğini gören batı, politika değiştirerek hem durumu kurtarmaya hemde bundan fayda sağlayacak yeni bir plan üzerinde durdu. yeni plana göre batı desteğini ne olduğundan emin olmadığı öso yerine kürtler üzerinden sağlayacak. ve bunun sonucunda kendisne bölgede güvenli bir koridor oluşturmaya çalışacaktı. zaten abd nin işid e müdahale noktası da tam burada başladı. işid'in kuzey ırakta kürtlere saldırmasıyla abd planı uygulamaya geçirmiş oldu. bu plan çerçevesinde kuzey ırak başta olmak üzere kuzey suriye üzerinden akdeniz e kadar kürt merkezli bu yeni koridor sayesinde hem petrol güvenliğini sağlamış olacak hemde bu sayede hem ırak ı hemde suriyeyi kontrol etmiş olacaktı. bu durumdan ikinci karlı çıkan taraf ise kürtler oldu. kürtler bu sayede tarihi bir fırsat yakalamış oldular. kuzey ırakta türkiye ve iran arasında sıkışıp kalmış kürtler, kuzey ıraktan başlayarak kuzey suriye üzerinden akdeniz e ulaşmış olacaklardı. çünkü biliyorlar ki kendi bölgeleri yani kuzey ırak ta bağımsız bir devlet kursalar dahi bunun çok fazla anlamı olmayacak denizlere ulaşmayan devletin yaşamasınında bir anlamı olmayacaktı.
şimdi gelelim işin türkiye tarafına. herhalde bu işin en çok kaybedeni kim deseler herhalde herkesin cevabı türkiye olurdu. türkiye nin durumu açıkçası "midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" tır. esadı devireceğiz derken kuzey ırak tan başlayan ve kuzey suriyeyi de içerisine alarak akdeniz e kadar uzanan bir kürt devletinin kurulmasına bilip bilmeden ön ayak olmuştur. abd nin kürtlere çok eskiden beri verdiği 100 yıl içerisinde bağımsız olacaksınız sözü 30-40 yıl içerisinde gerçekleşebilir. türkiye esad yönetimi altında toprak bütünlüğü sağlanmış bir suriye yerine parçalanmış ve kürtlere hibe edilmiş bir suriye ile karşılaşabilir. ve bu gerçekleştiği taktirde bırakın "yeni osmanlıcılık" politikaları geliştirmeyi hataydan aşağıya adım atacak cesareti bile bulamaz kendinde.
Tümünü Göster